Anne sütünün kesilmesi durumunda ne yapılmalı sütten kesilmek

04:10 |
Anne sütünün kesilmesi durumunda ne yapılmalı sütten kesilmek.
Sütten kesilmenin birkaç sebebi vardır. Bunların önde gelenle­rini sıralayalım:
Bebek Emmez İse: Yeni doğan bebeğin emmeyişi, ya rahimde yeterince gelişmediğinden ya da erken doğmasındandır. Her iki durumda da bebek zayıftır. Dudak kasları memeden süt emecek güçte değildir. Bebek aç olduğu halde ememez. Anne gerçek sebe­bi bilmediğinden telaşa kapılır ve üzülür. Eğer günlerce bebeğin emmesini bekleyecek olursa maalesef sütü kesilir.

Ne Yapmalı
* Bebeği zayıf veya erken doğan anneler, daha ilk günden em­mediğini gördükleri takdirde ya elle ya da eczaneden satın ala­cakları vakumlu bir "süt çeker" le memelerindeki sütü temiz bir kaba boşaltmak; bunu 'kaşık veya deliği geniş açılmış bir biberonla bebeğe vermelidirler.
* Bebeği emmeye alıştırmak için yavaş yavaş biberon memesinin deliğini küçültmeli; yani deliği gittikçe küçülen
başlıklar takmalıdır.
DİKKAT: Bebek "pamukçuk" veya benzeri bir ağız içi yarasın­dan rahatsız ise; yine meme ememeyecek; rahatsızlığın uzun sür­mesi halinde anne sütten kesilecektir. Bu durumda ağız yarası te­davi ettirilmeli; iyileşinceye kadar yine elle veya süt çekerle me­me boşaltılmalı ve kaşıkla verilmelidir.
Sütünüz Az İse: Bebeğiniz, muntazaman emzirdiğiniz halde, ki­lo almıyor; memeden sonra ağlamaya devam ediyor ise büyük ih­timalle sütünüz az geliyor demektir. Sütün az gelişi, beslenme ye­tersizliğinden kaynaklandığı gibi; ruhsal durumunuzla da yakından ilgilidir. Sağlığımız yerinde, beslenmeniz de normal ise; ailede ruhsal gerginliğe sebep olan bir geçimsizlik söz konusudur.

Ne Yapmalı?
Anne beslenmesine dikkat etmeli, mümkün mertebe ruhsal gerginliklerden uzak durmalıdır.
Sütü az bile olsa, bebeğini emzirmeye devam etmeli; geriye kalan eksikliği sulandırılmış inek sütü ile tamamlamaktır. İnek sütü, deliği küçük bir biberonla verilmeli ki, bebek rahat emişin­den dolayı biberonu tercih etmesin.
Bebeğin memeden vaz geçmemesi için en iyi usul, iki emzir­meden sonra bir biberonla takviye yapmaktır.

Doğumdan Hemen Sonra Süt Gelmezse:
Normal şartlar altında, doğumun hemen arkasından memele­re süt gelmekte; ancak bazı durumlarda sütün gelişi 3-5 gün hat­ta iki hafta gecikebilmektedir.
Doğumdan hemen sonra sütü gelmeyen anneler telaşa ve hele üzüntüye hiç kapılmamak; sütü varmış gibi bebeğini emzirmeye devam etmelidir. Ancak bu arada, gayet tabii ki bebeğin gerekli gıdayı alabilmesi için, deliği küçük açılmış bir biberonla beslen­melidir. Çoğu anneler, "sütüm olmadığı halde, bebeğimi emzirmeye devam etmemin ne faydası .var" diye soracaklardır. Açıklaya­lım: Memedeki süt torbacıklarına sütün gelişi hormonlar tarafın­dan başlatılmakta ve devam ettirilmektedir. Hormon salgılayan bezler, meme uçlarındaki sinirlere bağlı olduklarından bu sinirler tarafından uyarılmayı beklerler. Bu uyarı haberi ise, ancak bebe­ğin meme uçlarını emmesi ile doğar. Bebek uzun zaman meme emmediği takdirde, hormon salgılayan bezler hiçbir uyarıcı haber alamayacaklarından hormon salgılamayacaklardır. Hormon sal­gısı olmadan meme içindeki süt torbacıkları süt imâl edemezler.
İşte, ilk günlerde sütü olmadığı halde, anneye bebeğini emzirme­ye devam etmesini söylememizin sebebi budur.
Read more…

Emziren anneler için beslenme önerileri doğum sonrası beslenme programı emziren anne hangi gıdaları tüketmeli

04:09 |
Emziren anneler için beslenme önerileri doğum sonrası beslenme programı emziren anne hangi gıdaları tüketmeli.
Anne sütü bebek için en uygun besindir. Sağlıklı bir anne günde ortalama 700-800 mL. süt salgılamaktadır. Bebeğini emziren kadının verdiği sütün sağladığı enerji kadının yediklerinden ve gebelikte depo ettiklerinden gelmektedir. Süt veren kadın, kendi vücudunun gereksinmesine ek, verdiği sütün karşılığı olan enerjiyi, proteini, mineralleri ve vitaminleri almalıdır. Emzikli anne, ek
olarak enerji ve besin öğelerini diyetiyle alamazsa kendi vücudundan harcar. Bunun sonucu kendi sağlığı bozulur ve yeterince süt veremez. Bu nedenle annenin, bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de dikkat etmesi sağlanmalıdır. Emziren annenin enerji, protein ve kalsiyumdan
zengin beslenmesi gerekir. Yine süt veren annelerin su ihtiyacı artar. Çünkü emzirmek vücudun sıvı ihtiyacını arttırır. Anne günde en az 10 su bardağı (2 L.) sıvı almalıdır (su veya meyve suyu olarak).


Emzikli Anneye Pratik Öneriler

Anneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için hemen acele etmemelilerdir.
Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir . Bebeklerini emziriyorlarsa eski formlarına daha kolay dönebilirler.
Emzikli anneler zayıflama diyeti uygulanmamalıdır.
Doğru yeterli ve sık beslenme ile hem süt verimi artar hemde kilo kaybı.

1. Emziklilik döneminde , sonra daha fazla sıvı besin alınmalıdır.

2. Kalsiyum yönünden zengin olan süt,yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.

3. Hergün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kurubaklagil ( gaz problemi var ise dikkatli ) yenmelidir.

4. Kuru fasulye ,nohut,mercimek ve bulgur karışımı yemekleri , portakal , mandalina , domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi Cvitamini yönünden zengin sebze meyveler birlikte tüketilmelidir.

5. Vitaminlerden ve posadan zengin sebze ve meyveler beslenme planında bulunmalıdır.

6. Salam ,sosis ,sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar az yenmelidir.

7. Emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir D vitamini besinlerde bulunmaz . Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır .

8. Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır.

9. Ağırlık kontrolü de yapılarak kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında demir ve kalsiyum gibi minarellerden zengin besinler tüketilebilir.

10. Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çayı kuşluk , ikindi gibi öğün aralarında , yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli , çaylara limon suyu eklenmelidir.
İçecek olarak ıhlamur , nane, papatya , kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır.
Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.

11. Sebzelerin , makarna ve eriştenin haşlama suları dökülmemelidir. Kuru fasulye , nohut ve barbunya gibi kurubaklagiller iyice yıkandıktan sonra ıslatılmalı ve haşlama suları dökülmemelidir.

12. Taze sıkılmış meyve suları ,ayran ,limonata içecek olarak asitli ve gazlı içeceklere tercih edilmelidir , yeğlenmelidir.

13. Tarım ürünlerine haşare öldürücü ilaçlar atıldığından,sebze ve meyveler iyice yıkanmalıdır.

14. Yiyecekler hazırlanırken ellerin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalıdır.

15. Emzirme pozisyonuna dikkat edilmeli , emzirme süresince bebeğin hep memede olması ve emerken uykuya dalması emzirmenin iyi gittiğinin bir işaretidir

16. Anne dinlenmiş ve rahat olmalıdır, uzun süre oturmaktan yorulan annelere yatar şekilde emzirme pozisyonu öğretilmelidir.
Başarılı bir emzirme için bebek rahat olmalı , yorgun ve tok olmamalıdır, burun delikleri temiz olmalı rahat soluk alması sağlanmalıdır.

17. Emzirme süresi her bebeğe göre değişebilir,doygunluğa ulaşması yani olgun sütü emmesi ile doygunluğa ulaşır.

18. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.

19. Doktora danışılmadan ilaç kullanılmamalıdır beklenmelidir.

Annenin her dönemde olduğu gibi emziklilik döneminde de tuz tüketimine dikkat etmesi gerekir. Aşırı tuz tüketmekten kaçınılmalıdır.
İşte hem kilo vermek isteyen hem de emziren kadınlar için

günlük beslenme programı 1

Sabah:
1 su bardağı süt (şekersiz)
1 adet kayısı kıvamında haşlanmış yumurta
1 parça peynir
1 yemek kaşığı pekmez
1-2 ince dilim kepek ekmeği
Domates, salatalık vs.

Ara öğün :
1 porsiyon meyve
1 bardak süt (şekersiz)

Öğle:
1 porsiyon etli sebze yemeği
1 kase yoğurt veya komposto
1 ince dilim ekmek
Salata (limonlu, az zeytinyağı ile tatlandırılmış)

Ara öğün:
1 bardak meyve suyu
½ paket Lifli Kepekli Bisküvi

Akşam:
1 kase çorba
1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
2-3 adet ızgara köfte veya bir parça ızgara tavuk (derisiz) veya balık
Salata (limonlu, az zeytinyağı ile tatlandırılmış)

Ara öğün:
1 su bardağı süt
1 porsiyon meyve

günlük beslenme programı 2

Kahvaltı:
1 Su bardağı süt
1 Yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar beyaz peynir
5 Zeytin
1-2 Dilim ekmek
1 Yemek kaşığı pekmez yada bal
1 Meyve, 1 havuç yada domates

Ara öğün:
1 Meyve

Öğlen:
1 Porsiyon etli sebze yemeği
1 Porsiyon pilav veya makarna
1 Kase yoğurt veya ayran
1 Dilim ekmek
Mevsim salatası

Ara öğün:
1 Kibrit kutusu beyaz peynir
1 Dilim ekmek
1 Domates veya meyve

Akşam:
1 Kase çorba
60-90 gr et
1 Porsiyon sebze yemeği
1 Kase yoğurt veya sütlü tatlı
Mevsim salatası
1 Meyve
1 Dilim ekmek

Yatarken:
1 Su bardağı süt veya yoğurt veya sütlü tatlı

NOT:Yemek aralarında ıhlamur,nane papatya gibi bitki çayları,az şekerli limonata veya komposto içilebilir.

Bu diyet toplam 1900 kaloridir.
Read more…

Emzirmenin anneye yararları nelerdir emzirmenin bebeğe faydaları nelerdir

04:07 |
Emzirmenin anneye yararları nelerdir emzirmenin bebeğe faydaları nelerdir.
Emzirmenin Bebeğe Yararları

Anne sütünün temiz bir besin olması ve verilirken biberon gibi araç gereç gerektirmemesi nedeni ile yalnız anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon görülme riski azdır.

Anne sütü daima hazırdır,Her zaman uygun ısıdadır.

Sindirimi daha kolay olduğundan ishal,kabızlık ve gaz sancıları daha az görülür.

Anne sütü ile bazı bağışık maddeleri çocuğa geçtiğinden , bebeği bir çok bulaşıcı hastalıklara karşı korur.


Anne sütündeki demir ve kalsiyum bebeğin barsaklarında daha iyi emilir.Bu nedenle raşitizm ve anemi daha az görülür.

Anne sütüyle beslenmenin sağlığa olumlu etkileri sadece verildiği süreyle kısıtlı değildir.Anne sütüyle beslenen bebeklerin yaşamının ileri dönemlerinde büyümesi daha normal seyreder.Yapılan çalışmalarda anne sütüyle beslenen çocuklarda ilerde şişmanlık, kalp damar hastalıkları daha az görülür. Anne sütüyle beslenen çocukların zeka gelişimi,anne sütü almayanlara göre daha iyidir.Konuşma problemleri daha az görülür.Çene ve ağız gelişimine ait bozukluklar, diş çürükleri ve orta kulak iltihabı daha az görülür.

Anne sütü alan bebekte ilk 6 ayda anne sütü yanında başka ek besinlerin verilmesi, ülkemizde çoğu zaman geçerli bir neden olmadan uygulanan yaygın bir gelenektir.İlk 6 ayda bebeğin kilo almasında duraklama varsa ve bu durum anne sütünü arttırıcı önlemlerle ( Sık emzirme ,her iki memeden de emzirme ,geceleri de emzirme gibi) düzeltilemezse bu durumda doktora başvurmak gerekir.Ek besine geçme kararı doktor tarafından verilmelidir.Ayrıca emzirme anne ve çocuk arasındaki duygusal bağın gelişmesini sağlar

Emzirmenin Anneye Yararları

Emzirme doğumdan sonra uterusun kasılmasına sebep olarak ,küçülmesine yardım eder.

Emzirme annenin gebelik süresince aldığı fazla kiloların harcanmasına da yardım eder.Süt yapımı çok enerji gerektirdiğinden anne bu enerjiyi kendi yağ dokularından sağlar ve kolayca zayıflar.

Çocuğunu emziren kadınlarda meme ve over kanseri diğer kadınlara göre daha az görülmektedir.

Doğumdan sonra kadınlar 1-3 ay adet görmeyebilirler.Emziren kadınlarda bu süre daha uzundur.4-5 ay kadar sürebilir.Bu süre içinde kadın gebe kalmayabilir.Ancak,emzirme gebelikten korunma için bir yöntem değildir.Bazı kadınlar hiç adet görmeden emzirdikleri dönemde de gebe kalabilirler.Kısa aralıklarla gebe kalmamak için doğumdan sonra bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Read more…

Emzirme döneminde ilaç kullanımı emzirirken hangi ilaçlar kullanılabilir ilaçlar anne sütüne geçer mi

04:06 |
Emzirme döneminde ilaç kullanımı emzirirken hangi ilaçlar kullanılabilir ilaçlar anne sütüne geçer mi.
Ağrılar
Emzirme döneminde hafif baş ağrısı, genel vücut ağrısı ya da adet sancıları için en uygun ağrı kesiciler paracetamol ya da paracetamol/kodein karışımı ilaçlardır. Daha şiddetli ağrılar için anti-inflamatuvar ilaçların gerekmesi durumunda, ibuprofen, naproxen, diclofenac ilaçlarının yanında, kas ağrıları için analjezik krem, jel ve spreyler de verilebilir. Migren gibi daha şiddetli ağrılar için, Mersyndolve Fiorinal tabletler gibi ürünler kısa süreli kullanıldıklarında güvenli olarak değerlendirilmektedir. Ancak, sık kullanılmaları gerektiğinde yada ağrının geçmemesi halinde doktorunuza başvurmanız gerekir. Doktorunuz tarafından tersi belirtilmediği sürece, emzirme döneminde Mefenamic asid, indomethacin ve aspirin kullanmaktan kaçınmakuygun olur.

Soğuk algınlığı ve grip
Emzirme döneminde ortaya çıkan soğuk algınlığı ve grip belirtileri pseudoephedrine içeren birleşik ürünler
kullanma yerine ayrı ayrı tedavi edilmelidir. Bu madde bazen, anne sütüyle beslenen bebeklerde, özellikle üç aylıktan daha küçük bebeklerde sinirlilik ve huzursuzluğa yol açabilir. Burun tıkanıklığı için soğuk algınlığı ve grip birleşik tabletleri yerine oxymetazoline, xylometazoline ya da tramazoline içeren burun spreyleri kullanmayı düşününüz. Boğazağrısı için pastil ve gargaralar kullanmak güvenlidir. Ancak, bebeği etkileyebileceğinden, povidone iodine içeren gargaralarıkullanmaktan kaçınınız. Emzirme döneminde bileşiminde tek bir madde bulunan öksürük şuruplarını (örneğin; kuru öksürük için pholcodine; yumuşak öksürük için ise guaiphenesin ya da bromhexine) kullanmak güvenlidir. Pseudoephedrine içeren öksürük şuruplarını kullanmaktan kaçınınız.

Astım
Salbutamol, terbutaline, budesonide, beclomethasone spreyleri ya da steroid tabletleri gibi astım tedavisinde kullanılan ilaçlar emzirme döneminde oldukça güvenli bir şekilde kullanılabilir. Bu konuda eminolmamanız durumunda, doktor ya da eczacıya danışınız.

Saman nezlesi ve allerjiler
Emzirme döneminde ortaya çıkan saman nezlesi ya da allerji belirtilerini, antazoline, naphazoline içeren göz damlaları ve budesonide veya beclomethasone gibi burun spreyleri ile ayrı ayrıtedavi etmek en uygun olanıdır. Sedatif (sakinleştirici) etkisi olan daha eski antihistamin tabletlerin (örneğin; dexchlorpheniramine ve pheniramine) çoğu güvenli bir şekilde kullanılmaktadır. Sedatif etkisi olan antihistaminikler kullandığınızda ortaya çıkan uyku hali sizin içinbir sorun yaratıyorsa, sedatif etkisi olmayan antihistaminik kullanabilirsiniz. Örneğin; loratadine. Fexofenadine, terfenadine, astemizole ve cetirizine gibi sedatif etkisi olmayan daha yeni antihistaminikler anne sütüyle beslenen bebeklerde bazen sinirlilik ve huzursuzluğa neden olduklarından, genellikle bu ürünleri kullanmaktan kaçınmak uygun olur.

Kabızlık
Emzirme döneminde barsak muhtevasını yumuşatan ya da hacmınıgenişleten barsak yumuşatıcıları (örneğin; psyllium husk) ya da dışkıyumuşatıcıları (örneğin; docusate) güvenli bir şekilde kullanabilirsiniz. Daha güçlü bir barsak yumuşatıcıya (müshil) ihtiyaç duymanız halinde, doktor ya da eczacı en uygun ürün hakkında size bilgi verecektir. Senna ya da bisacodyl anne sütüne geçip bebekte ishale neden olabildiğinden, bu ürünlerden fazla dozda kullanmaktan kaçınmak uygun olur.

Vitamin, mineral ve bitkisel ilaçlar
Emzirme döneminde ek vitamin ve minerallerin çoğu güvenli bir şekilde kullanılmaktadır. Bitkisel kökenli ürünler bebeği etkileyebileceğinden (örneğin; fazla dozda sarımsak bebekte sinirlilik ve huzursuzluğa neden olabilir), bu ürünleri kullanmak istemeniz durumunda, emzirme sırasında güvenli olup olmadıklarını lütfen öğreniniz.
Read more…

Emzirme döneminde sigara içmek alkol kullanmak bebeğe zarar verirmi

04:05 |
Emzirme döneminde sigara içmek alkol kullanmak bebeğe zarar verirmi.
Alkol
Anne sütündeki alkol miktarı annenin kanındaki miktar ile aynıdır (aynı zamanda ölçüldüklerinde). Bebeğinizi emzirdiğiniz dönemde aşırı alkol kullanmaktan kaçınınız. Emzirme döneminde alkolün etkisini en aza indirmek için, bebeğinizi emzirmeden önce her bir standart içki için iki saate kadar bekleyiniz (örneğin; dört içki içmeniz durumunda, bebeğinizi emzirmeden önce dört ile sekiz saat beklemeniz gerekir).

Sigara içme
Bebeğini emziren annelerin sigarayı bırakmaları ya da en azından olabildiğince azaltmaları önerilmektedir. Bebeğinizi emzirmeden hemen önce ya da bebeğinizin olduğu odada sigara içmemelisiniz. Sigarayı bırakmada yardıma ihtiyaç duymanız halinde, doktor veya eczacıya danışınız.
Read more…

Emzirme döneminde doğum kontrolü nasıl yapılır kullanılan yöntemler nelerdir emzirirken hamile kalınır mı

04:04 |
Emzirme döneminde doğum kontrolü nasıl yapılır kullanılan yöntemler nelerdir emzirirken hamile kalınır mı.
Emzirme döneminde doğum kontrol yöntemi uygulaması gereken kadınlar için düşük dozda projestogen hormonu (levonorgestrel ya da norethisterone) içeren “minipill” en güvenli seçenektir. Doğum kontrol hapı kullanmanın, yan etkilerden veya uygulama sorunları nedeniyle, üç ayda bir vurulan medroxyprogesterone iğnesi de uygun bir doğum kontrol yöntemidir. Bu madde anne sütüne çok az oranda geçmekte ve güvenli olarak değerlendirilmektedir. Ostrojen ve projestogen içeren diğer birleşik doğum kontrol hapları, bileşimlerindeki ostrojen maddesinden ötürü süt yapımını azaltabildiklerinden, bu ürünleri kullanmaktan kaçınmak uygun olur.
Read more…

Emziren annelerin günlük alması gereken vitamin miktarı hangi vitaminler alınmalı

04:03 |
Emziren annelerin günlük alması gereken vitamin miktarı hangi vitaminler alınmalı.
Emzirme döneminde annenin besin öğeleri gereksinmeleri nelerdir?

Enerji :
Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700-800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziklik döneminde günlük enerji gereksinmesine 750 kkal ek yapılmalıdır
Bu miktarın 500 kkal " si annenin yediklerinden, 250 kkal ‘si ise gebelikte alınan kilo ile oluşan depolardan karşılanır.

Protein :
Emziklilik dönemi gebelik döneminde olduğu gibi , diyetin protein kalitesi , yani hayvansal ve bitkisel kaynaklı olması göz önüne alınmalıdır.

Emzikli kadının günlük diyetine ek olarak 1 adet yumurta veya 1-2 su bardağı süt eklendiğinde günlük protein ihtiyacı karşılanmış olur.

Yağlar :
Emzikli annenin diyetinde yağ tüketimine dikkat edilmeli aşırı yağlı beslenmeden ,uzak durulmalı ve doymamış yağların oranı yükseltilmelidir. Eğer bitkisel sıvı yağlar beslenmesinde yer alır ise anne sütünde doymamış yağ asit oranı artmaktadır.

Demir :
Yapılan çalışmalar sonucunda kayıplar dikkate alınarak gebelikte ve emziklikte özellikle doktorunuzun önerisi doğrultusunda demir alınması gerekmektedir.
Ülkemizde anemi olguları çocuklarda , gebe , emzikli ve sık doğum yapan kadınlarda daha çok görülmekte ve önemli bir sorundur.
Emzikli kadın sütüyle günlük 1-2 mg demir salgılamaktadır ve anemi yani kansızlıktan korunmak için demir içeriği zengin besinleri tüketmek gerekir.

İyot :
Emzikli kadınların iyotlu tuz kullanmaları çocuk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. İyot gereksinmesinin emziklikte normalden %50 kadar fazla olduğu ileri sürülmektedir.
Bunun yanı sıra balık ve diğer deniz mahsulleri haftada bir veya iki kez tüketilmelidir.

Kalsiyum :
Emzikli kadının 1 gün boyunca salgıladığı süt yaklaşık 250 mg civarında kalsiyum içermektedir.
Kalsiyuma olan gereksinme emziklik döneminde de artar. Bu nedenle emziklik döneminde kadın
1000-1200 mg/gün kalsiyum önerilir.
İleride bir sağlık sorunu olmaması için günlük diyete 1 su bardağı süt , kalsiyumla zenginleştirilmiş süt veya yoğurt , 1 kibrit kutusu kadar peynir (30 gr) eklenmesi önerilir.

Vitaminler :
Emzikli annelerde vitamin yetersizlikleri oluşunu önlemek için mutlak besin öğelerini düzenli ve dengeli tüketmek gerekir. Dışarıdan destek amaçlı vitamin tabletlerini gelişigüzel kullanmamak gerekir.

Emzikli Annede Sıvı Tüketimi Nasıl olmalıdır?

Süt salınımı ve oluşumu sıvı tüketimi ile doğru orantılıdır.
Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır.
Bu miktar pratik ölçülerle 12 su bardağı su ,süt , ayran , hoşaf , komposto , limonata , şerbet , meyve suları olarak önerilir.
Emzikli kadınlar için , çay ,kahve , gibi içeceklerin süt verimini azalttığı bildirilmektedir.
Read more…

Emzirirken bebek nasıl tutulur bebek nasıl emzirilir doğru bebek emzirme teknikleri resimleri

04:02 |
Emzirirken bebek nasıl tutulur bebek nasıl emzirilir doğru bebek emzirme teknikleri resimleri.
Memenizi baş parmak tepede ve dört parmak aşağıda J şeklinde tutarak destekleyin.Parmaklarınız areolanın gerisinde olmalıdır.İlk günlerde yada göğüsler çok büyük ise tüm emzirme boyunca desteklemek gerekebilir.



Meme ucunuza bir damla süt çıkarın ve meme ucunu kullanarak bebeğin dudaklarına, ağız kenarına dokunun böylece bebeğinizin ağzını genişçe açmasını sağlayın.
Bebeğinizi tüm vücudu size dönük olarak tutun.Bebeğiniz meme başı ile birlikte olabildiğince areolayı ağzının içine alacaktır.Bebek sadece meme ucunu almamalıdır.
Bebeğin dilinin alttan meme ucunu kavradığını ve dudaklarının dışarıya doğru kavradığını kontrol edin. Eğer alt çenenin yeterli açılmadığını fark ederseniz çeneye hafifçe bastırın ve açılmasını, alt dudağın da dışarıya
dönmesini sağlayın.Bebeğin çenesi memeye değecektir.
Bebeğinizin ileri geri çene hareketlerini gözleyin ve arada yutma seslerini takip edin.Bebeğin burnu ve çenesi memeye değebilir.Emzirmek canınızı acıtmamalıdır. Eğer acı duyarsanız bebek büyük ihtimalle yanlış kavramıştır bebeği nazikçe memeden ayırın ve tekrar deneyin. Bebeğinizi memeden ayırırken küçük parmağınızı yavaşça ağzının kenarından içine sokun bebeğiniz parmağınızı emerken memeden ayırın.



BEBEĞİ MEMEDEN NASIL AYIRACAKSINIZ?
Emzirme bittikten sonra bebeğiniz eğer kendisi göğüsten ayrılmıyorsa göğüsten ayırmak için parmağınızla ağzının köşesi neden göğsünüze doğru bastırın. Eğer hala memeyi yakalamışken göğsünüzü çekerseniz göğüs ucunuz acıyabilir.



Emzirirken Bebeğimi Nasıl Tutmalıyım?
Bebeğinizi emzirmek için değişik şekillerde kucaklayabilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz durum bebeğin ağzı memeye yakın olmalı bebek memeye uzanmak için fazla çaba harcamamalı ve bütün vücudu aynı düzlemde ve size dönük olmalıdır. Bunlara dikkat ederseniz bebeğinizin memeyi tam ve doğru kavraması çok kolaylaşacaktır.Kolunuzu, dirseğinizi destek yapabilir ve kendinizin yada bebeğinizin yanlarına yastık yada minder koyabilirsiniz.



1. Kucaklama : Pek çok anne için rahattır ve en sık uygulanır. Kucakladığınız kol tarafındaki memeyi emer

2. Ters kucaklama : Prematüre yada kavramada güçlük çeken bebekler için uygundur. Emzirdiğiniz memenin tersi kolunuzla bebeği kavrayın diğer elinizle başa yada memeye destek olun

3. Koltuk Altı : İkizlerde, büyük göğüslü annelerde, düz-çökük meme başı yada kavrama güçlüğünde uygundur. Emzireceğiniz göğsün olduğu koltuk altına doğru bebeğinizi uzatın

4. Yatarak: Sezaryen doğum, problemli vajinal doğum sonrası yorgun anneye dinlenme ve emzirme sağlar.Bebeğin yüzü ve bedeni size dönük olmalıdır.
Read more…

Bebek ne sıklıkla emzirilmeli bebekler ne kadar süre emzirilmeli ne kadar aralıklarla

04:00 |
Bebek ne sıklıkla emzirilmeli bebekler ne kadar süre emzirilmeli ne kadar aralıklarla.
Bebek ne kadar süre emzirilmeli?

Doğumdan hemen sonra emzirilmeye başlanan bebek, herhangi bir ritim zorlaması olmaksızın, her arandığında ve istediğinde emzirilmeli, emzirme süreleri bebek istediği sürece devam etmeli, ancak yaklaşık 20 dakika sonunda bebek hala emmeye devam etmek istiyorsa göğüs değiştirilip her iki göğüs de boşaltılmaya çalışılmalıdır. Bir sonraki seansa daima son emzirilen göğüsten başlanmalı, son emilen göğsün bebek tarafından tam boşaltılamadan emmenin sonlanacağı hatırlanmalıdır. Doğumdan sonraki 3 ila 4. günlerde annenin "olgun sütü" gelmeye başlar. Bu sütün iki aşaması vardır. Birincisi göğse inmiş olan "ön süt", diğeri ise bebek emdikçe geriden kanallardan gelmeye devam eden "art süt". Ön süt biraz daha sulu olmakla beraber, art sütün yağ oranı daha fazladır ve bebek bu süte ulaşabildiğinde gelen sütün yağ oranı, bebekte doygunluk hissi uyandırıp memeden tatmin olup ayrılmasını sağlamaktadır.


Bebek hangi sıklıkta emzirilmeli?

Bebeğiniz sizi, ihtiyacı olduğu zaman emecektir. Acıktığı zaman ağlayacak, yeterince aldığı zaman da beslenmeyi durduracaktır.

Bebeklerin çok küçük mideleri vardır, bu yüzden de beslenme zamanında sadece üstesinden gelebilecekleri kadar ufak miktar alırlar. Sonuç beslenme sayılarında sıklık. İlk bir kaç haftada, yeni doğan bebeğiniz 24 saatlik zaman dilimi içinde 7-8 beslenmeye ihtiyaç duyar.

Bu da her 3-4 saatte bir beslenme demek, ve genelde gece boyunca 1 defa olur. Bebeğinizin beslenme saatleri arasında dinlenmeye ve yediklerini sindirmeye ihtiyaçları vardır. Bu zaman aralığı da sütünüzün tekrar dolmasına yardımcı olur. İlk aydan sonra emzirme sıklığı günde 5-6 defaya düşer.

Her emzirme genellikle yaklaşık 10-20 dk. arasındadır. Başlangıçta bebeğiniz biraz arsızca (doyumsuzca) davranacaktır; fakat; doydukça ve yoruldukça daha sakin bir şekilde emecek ve durgunlaşacaktır. Bebeğinizin yeterince beslenip beslenmediğini görmenin en iyi yolu, aylık kilo artışının düzenli olarak takip edilmesidir.
Read more…

Emzirme ve meme bakımı bebek ne sıklıkta emzirilir ne zaman emzirilmeli emzirme aralıkları

03:59 |
Emzirme ve meme bakımı bebek ne sıklıkta emzirilir ne zaman emzirilmeli emzirme aralıkları.
Anne Sütünün Yararları:

Anne sütü, bir bebek için en ideal besindir. Anne sütünün avantajları şu şekilde özetlenebilir: Doğaldır, gerekli maddeleri yeterli miktarda içerir, hastalıklara karşı koruyucudur, hazırlaması kolaydır, pratiktir ve ekonomiktir. Anne sütüyle beslenen bebekler daha sağlıklı gelişirler,hastalıklara karşı dirençleri daha fazladır, alerji, ishal ve kabızlık gibi olaylar daha az görülür. Ayrıca bu bebekler daha zekidirler. Emzirme rahmin küçülmesini hızlandırır. Belki de en önemlisi, emzirme anne ile bebek arasında kuvvetli bir duygusal bağın oluşmasını sağlar.Emzirirken bebeğinize sadece sütünüzün değil,sevginizin de aktığını hissedersiniz.

Emzirmeye Ne Zaman Başlanmalı?



Özellikle ilk emzirmenin anne sütü ile olması çok önemlidir.Bebekler doğumdan sonra açlığa birkaç saat tahammüllü olmakla birlikte,ilk emzirme yarım ila bir saat içinde gerçekleştirilmelidir. Zira, anne sütündeki bazı maddeler, bebeği mikroplara karşı korur. Doğumdan hemen sonra bebeğe şekerli su,mama ya da soda gibi gıdalar vermek sakıncalıdır. . Eğer engel bir durum yoksa, bebeğinizi en az 6 ay anne sütü ile emzirin

Anne Sütünün Özellikleri:

Doğumdan sonraki 3-4 gün boyunca gelen sarımsı ve kıvamlı süte ağız (kolostrum) denir.Bu süt, bebeği enfeksiyonlara karşı koruyucu özelliği olan antikor denilen doğal aşı maddelerini içerdiği için çok değerlidir ve ziyan etmeden bebeğe verilmelidir.Daha sonraki günlerde normal süt salgılanmaya başlar.

Her öğünde bebeğin emmesiyle önce ön süt denen sulu kıvamlı süt gelir.Yüksek oranda protein,laktoz (süt şekeri) ve su içerir.Bebek ihtiyaç duyduğu tüm suyu buradan karşılar. Anne sütüyle beslenen bebekler tüm su ihtiyacını sütten karşıladığı için en sıcak havalarda bile su vermeye gerek yoktur. Memedeki ön sütün ardından son süt salgılanmaya başlar.Son süt daha çok yağ içerdiği için açık renklidir.Sütün farklı özelliği nedeniyle emzirmeye bebek tamamen doyuncaya veya o memedeki süt bitinceye kadar devam edilmelidir.

İlk günlerde anne sütü az gelebilir,gebelik hormonlarının yüksek seviyede olmasına bağlıdır ve normaldir,moralinizi bozmayın.Daha sonraki günlerde bol miktarda sütünüz gelecektir.Meme dokusu süt üretimini bebeğinin ihtiyacına göre ayarlar. Bebek emdikçe, onun ihtiyaçlarına paralel olarak, süt miktarı artar.

Emzirme Sıklığı ve Süresi:

Bebeğiniz her istediğinde onu emzirmelisiniz. İlk birkaç gün bebeğiniz emme konusunda isteksiz davranabilir. Bu dönemlerde bebeğiniz uyuyor olsa bile, mutlaka en geç 2.5-3 saatte bir bebeğinizi emzirmeye çalışın. İlk zamanlarda bebeğinizin mide hacmi küçük olduğu için (yaklaşık 35-50 ml = yarım fincan kadar), çabuk doyar ama çabuk acıkır. İleri günlerde, mide hacmi büyüdükçe, acıkma ve dolayısıyla emzirme aralığı da uzayacaktır. İkinci ayın sonunda artık bebeğiniz 4-5 saatte bir acıkacaktır.

Emzirme Tekniği:

Bebeğinizi farklı pozisyonlarda emzirebilirsiniz. İlk birkaç gün yatar vaziyette, bebeğinizi size paralel bir şekilde yanınıza yatırarak emzirebilirsiniz. Daha sonraki dönemlerde oturarak emzirmek size daha rahat gelecektir.Değişik pozisyonlarda emzirmek memenin farklı bölgelerindeki sütün akmasını kolaylaştırır.

İlk zamanlarda siz ve bebeğiniz emzirme konusunda acemilikler yaşayabilirsiniz ve bu canınızı sıkabilir.Bu konuda kendinize güvenin,zira pek çok kadın başta aynı sıkıntıları yaşamaktadır.Siz ve bebeğiniz birbirinizi tanıdıkça emzirme seansları daha keyif verici olacaktır.

Emzirmeye başlamadan önce ellerinizi yıkayın. Rahat ve sırtınızı destekleyen bir koltuğa oturun. Kucağınıza yumuşak bir yastık koyup, bebeğinizi üzerine yatırın. Emzirdiğiniz taraftaki kolunuzla bebeğinizi başından ve sırtından destekleyin. Diğer elinizle meme başını bebeğinize verin.Eğer bebeğiniz emmeye pek istekli görünmüyorsa,meme başını bebeğinizin yanaklarına ya da çenesine dokundurarak emme refleksini uyarabilirsiniz. Bebeğiniz emerken, siz de memenize parmaklarınızla hafif baskı yaparak süt akışını kolaylaştırabilirsiniz.Baş parmağınızla memeyi üstten tutarken,diğer dört parmağınızla alttan destekleyin.Meme başını makas tarzında işaret ve orta parmağınız arasına almaktan kaçının,çünkü bu pozisyonda süt rahat akamaz. Emme esnasında, bebeğinizin meme başını (areola denen kahverenkli kısmı) iyi kavramasını sağlayın.Eğer bebeğiniz sadece meme başını tutuyorsa,süt akışı tam olmaz ve bebeğiniz doymadığı için huzursuzlanır ve bir süre sonra emmeyi reddedebilir.Ayrıca kısa sürede meme başı çatlakları kaçınılmazdır.Bebeğinizi emme esnasında gözleyin; ağzı tam açık, areola büyük oranda bebeğin ağzı ile kapanmış ve bebeğin alt dudağı dışa doğru dönükse emzirmeyi doğru yapıyorsunuz demektir.Ama bebeğin dudakları büzüşmüş şekilde ise ve areola görünüyorsa doğru kavramayı sağlayın. Emzirme esmasında bebeğinizin gözlerine bakmayı ve onunla konuşmayı da ihmal etmeyin.

Bebeğiniz memeyi tamamen bırakana dek emzirmeye devam edin.Eğer o memedeki sütünüz bitmiş ve bebeğiniz halen emmek istiyorsa diğer memeye geçin.Genelde bebekler ilk emdikleri memeden ihtiyaçlarının %90'ını karşılarlar.Diğer memeyi ise tamamen boşaltamadıkları için bir sonraki emzirmede öncelik son emzirilen memenin olmalıdır.

Emzirme bitiminde bebeğinizi omzunuza veya dizinize yatırarak,sırtına yapacağınız masajla veya küçük küçük vurarak gazını çıkartın.Bu esnada bir miktar sütü geri çıkartabilir,elbiselerinizi koruyun ..

Eğer meme başı çökükse, moralinizi bozmayın, bu birkaç gün içinde düzelecektir. Bebeğin emebilmesi için mutlaka meme başına ihtiyacı yoktur,önemli olan bebeğin memeyi kavramasıdır,meme başını değil.Zorlanıyorsanız,emzirme esnasında yapay meme başlarını kullanabilirsiniz.

Bebeğinizi doyuncaya kadar veya o meme tamamen boşalıncaya kadar emzirmeye devam edin. Ama boşalan memeyi emmesine veya emme esnasında uyuyakalmasına izin vermeyin. Zira meme başının uzun süre bebeğin tükrüğü ile karşı karşıya kalması, meme başında çatlak,yara ve enfeksiyonlara neden olur. Böyle durumlarda, bebeğiniz doymuşsa parmağınızı bebeğinizin dudakların yanından ağzına sokarak, memeden ayırın. Emzirme bittikten sonra, meme başını günde birkaç kez temiz bir su ile silin (sabun ya da karbonatlı su kullanmayın) ve kuruduktan sonra size reçete edilen kremi sürün.Dilerseniz emzirme bitiminde meme ucundaki sütü,meme başına yayarak kapayabilirsiniz. Sütyeninizin içine, süt sızıntısını önlemek için, meme tamponu koyun. Ayrıca göğüslerinizi günde 5-10 dakika havalandırın ve mümkünse güneş ışığı gördürün.

Bebeğinizin yanlış pozisyonlarda emzirilmesi meme başı çatlaklarına yol açacağı için,bu durumda emzirme teknik ve pozisyonlarınızı yeniden gözden geçirin.

Emzirme konusunda karşılaşacağınız problemler karşısında asla pes edip,emzirmekten vazgeçmeyin.Kendinize güvenin ve bu işi yapabileceğinize inanın.

Sütün Sağılması ve Saklanması:

Sütünüzün fazla olduğu zamanlarda veya çalışıyorsanız, sizin evde olmadığınız zamanlarda bebeğinize verilmek üzere sütünüzü sağıp,buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.Sağma esnasında (sütü daha sonra kullanacaksanız) lastik pompaları kullanmayın,zira bunlar hijyenik olmayıp,mikrop barındırabilirler.Onun yerine sütünüzü bir bardak içine direkt olarak sağabilirsiniz ya da sağma pompalarını kullanabilirsiniz.Anne sütü tazeliğini buzdolabında 24 saat,buzlukda 1 ay ve derin dondurucuda 6 ay korur.

Sütünüzün Yeterliliğini Nasıl Anlarsınız?:

Bunu anlamanın pratikte iki yolu vardır:Bebeğinizin kilo alışı ve idrar sıklığı. Eğer bebeğiniz normal kilo artışını gösteriyorsa (ayda en az 600-700 gr) sütünüz yeterli demektir.Diğer yöntemde ise,bebeğiniz günde 8-12 kez idrarını yapıyorsa bu yeterli emdiğini, 4-6'nın altında ise yeterli olmadığını ifade eder.
Read more…

Eksik şarkı Sözü, Mustafa Ceceli Eksik şarkı Sözleri

21:13 |
Eksik şarkı Sözü, Mustafa Ceceli Eksik şarkı Sözleri.
Mustafa Ceceli:

Omzumda başım eksik, yatağımda kokun
Tenimde terin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzden tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm

Elvan Günaydın:

Omzumda başım eksik, yatağımda kokun
Tenimde terin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzden tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm
Read more…

Öp,Tarkan Öp Şarkı Sözleri, Öp Şarkı Sözü

21:11 |
Öp,Tarkan Öp Şarkı Sözleri, Öp Şarkı Sözü
Bu yeni ben de kim
Aynada bakıştığım?
Bu yeni ben, ben miyim
Kendimle tanıştığım?


Dünümle bugünüm
Can ciğer kuzu sarması
Geç oldu temiz oldu
Geçmişimin karması


Yıkadı günahlarımdan
Beni masumiyeti
Cennetten gelen
Bir melekti sanki

Read more…

Emzirme sorunları bebekler memeyi neden reddeder meme iltihabı mastit nedir belirtileri

03:58 |
Emzirme sorunları bebekler memeyi neden reddeder meme iltihabı mastit nedir belirtileri.
Emzirme Sorunları

Emzirme, tümüyle doğal bir olay olmasına rağmen, bir takım güçlükler içerir.
Özellikle ilk birkaç hafta, hem siz, hem de bebeğiniz için yorucudur. Anne ile bebek arasında iyi bir emzirme ilişkisinin kurulması haftalar sürebilir.İlk yapılacak şey, emzirmeyi gerçekten istemek ve sabırlı olmaktır. Sizin için bir kaç ipucu:
Bebeğinizi emzirmek için ideal duruş şeklinizi bulun, gevşeyin, bebeğiniz emmeye başlarken derin nefes alıp verin..
Bebeğini uzun süre başarıyla emzirmiş annelerle, hatta kendi annenizle konuşun..
Bebek bakım deneyimi olan bakıcılarla, bebek hemşireleriyle, çocuk hekimleriyle görüşün, önerilerini alın..
Tüm bunlara karşın, başarılı bir emzirmenin olamamasının tedavi gerektiren kimi tıbbi nedenleri de vardır.
Bunları özetlersek;

-Göğüslerin aşırı dolması ve şişmesi
-Meme başında ağrı
-Meme başında çatlaklar
-Meme iltihabı (mastit)
-Meme ucu sorunları
-Mantar
-Bebekte dudak ve damak yarığı
-Bebeğin memeyi reddetmesi

Göğüslerin aşırı dolması ve şişmesi

Doğumdan 2-3 gün sonra, göğüslerinize daha çok kan gelmesi sonucu süt üretimi başlar. Bunun sonucunda da,göğüsleriniz şiş, gergin, rahatsız edici derecede dolgun bir hal alır. Kuşkusuz bu olay, her annede farklı düzeydedir. Kimisinde hafif bir şişkinlik olurken, kimi annelerde göğüsler şaşırtıcı ölçülerde büyür ve zonklama tarzında bir ağrı hissedilir. Bazen şişlik kola doğru yayılır.
Bu durum, annelerde aşırı tedirginliğe yolaçar, süt kanallarının tıkandığı duygusuna kapılır anneler. Bebeğin emmesi, kısa sürede rahatlama sağlar.
Bu durumda yapılacak ilk iş bebeğinizi olabildiğince emzirmektir. Sağlıklı bir emzirme sonucunda şişlik 24- 48 saat içinde normale döner. Emzirmezseniz, büyük ihtimalle sorun daha da ciddileşecektir. Bu durumda ikinci seçenek, süt pompası ile göğüsleri boşaltmaktır.

Gergin ve dolu göğsün yarattığı rahatsızlık nasıl giderilebilir?

Öncelikle şunu aklınızdan çıkarmayın ki, göğüslerin şişmesi olumlu bir durumdur. Bebeğiniz için süt üretimine başladınız, ve kısa süre sonra bu üretim miktar olarak da ihtiyaca göre ayarlanacaktır! O halde:
Gece gündüz göğüslerinizi destekleyen bir emzirme sütyeni kullanın, çok sıkmamasına dikkat edin
En geç 2-3 saatte bir emzirin. Her seferinde her iki göğsünüzü, her birini 10-20 dakika olmak üzere emzirin. Bunun için gerekirse bebeğinizi uyandırın.
Meme başınız ve etrafındaki kahverengi alan areola- sertken emzirmekten kaçının, aksi halde zorlamanız meme başı çatlaklarına neden olacaktır. Göğüs ucunuzu yumuşatmak için ellerinizi kullanarak bir miktar süt sağmanız süt akışını başlatacaktır. Bunun yeterli olmadığı durumda ılık bir duş alınabilir
Areolayı yumuşatmak amacı yada bebeğin emmeyi ısrarla reddetmesi durumları dışında süt pompası kullanmaktan kaçının!. Aşırı- sürakli pompa kullanımı, süt üretimini çok fazla artıracak, bu da göğüslerinizdeki dolgunluk hisi ve ağrının artmasına neden olacaktır.
Bebek emerken, emdiği memeye yavaşça masaj yaparak süt akışını kolaylaştırın.
Ağrı hissinin azalması ve şişliğin inmesi için, emzirme sonrası meme üzerine buz torbası uygulayın. Bunun yetmediği durumlarda, paracetamol türü ağrı kesiciler kullanın.
Göğüslerinize doğrudan sıcak uygulamaktan kaçının.(sıcak bez, sıcak su şişesi, termofor gibi) Bu tür yaklaşım, tam tersi sonuç verecek, şikayetlerinizi artıracaktır.

Meme Uçlarında Ağrı

Bebeğin memeyi hatalı tutmasından dolayı meme ucunda ağrı oluşur. Bebeğin sadece meme ucunu ağzına alarak emmesi durumunda ağrılar meydana gelir. Meme ucu ağrılı olan anne daha az ve kısa süreli meme emzirir. Bu durum süt yapımının azalmasına neden olur. Bebek sık sık ağlar ve emmek ister. Anne meme ucu acıdığı için emzirmek istemez.
Doğru emzirme için bebeğin göğüs ucu etrafındaki aerola bölgesininde bir kısmını ağzına alarak emmesi gerekir. Emzirme sırasında memenin doğru tutulmasıyla meme ucundaki ağrı geçer.

Meme sabunla yıkanmamalı, krem veya ilaç kullanılmamalı.
Meme başı karbonatlı su ile silinmemeli.
Meme zorla bebeğin ağzından çekilmemeli.
Emzirme sonunda bebeğin memeyi bırakması beklenmeli veya anne parmağını bebeğin ağzına sokarak memeyi çıkarması sağlanmalı.

Meme Uçlarında Çatlaklar

Memede çatlak, soyulmaların nedeni ve zedelenmelerin oluşması, bebeğin memeyi yanlış pozisyonda emmesinden kaynaklanır. Bu çatlaklardan memeye mikroplar geçebilir ve meme iltihapları oluşabilir. Meme derisi kızarır ve sızlar. Anne emzirme sırasında acı çeker.

Çatlakları engellemek için;

Emzirirken iyi yerleşmek ve bebeğin memenin etrafındaki kahverengi kısmı tümüyle ağzına alıp emzirme boyunca ağzında tutması sağlanmalıdır.
Emzirmelerde temizliğe özen göstermelisiniz. Göğüse değen herşey temiz olmalıdır.
Meme mümkün olduğu kadar hava ile temas etmelidir.
Her emzirmeden sonra memenizi kurulayın.
Sızlayan memeyi bir gün için elle boşaltabilirsiniz.
Emzirmeden sonra meme su ile yıkanıp kurulanmalı ve memeden bir iki damla süt akıtarak kendiliğinden kuruması sağlanmalıdır.
Pamuklu sütyen kullanınız. Sentetik sütyenler çatlakların oluşmasına yol açar.

Meme İltihabı-Mastit
Meme iltihabı nedir?

Tıkanmış süt kanallarının yada mikroorganizmaların neden olduğu bir hastalıktır. Belki de anneler için en rahatsız edici durumdur meme iltihabı. Ateş, halsizlik, yorgunluk, memede ağrı ve kızarıklık gibi belirtileri vardır.
Meme iltihabının nedenleri nelerdir?
Mastit bebeğini emziren-emzirmeyen her 20 anneden birinde görülür. Enfeksiyon, genellikle meme başında bulunan çatlaklardan süt kanallarına doğru yayılır. Emzirmeyen annelerde göğüslerin şişmesi de mastite yol açabilir. Diğer nedenler arasında, emzirme yoluyla göğüslerin yeterince boşaltılamaması hastalıklara karşı azalan direnç sayılabilir. Nitekim yeni doğum yapmış annelerin çoğu aşırı bir yorgunluk ve stres altındadırlar ve yeterince beslenememektedirler.
Meme başlarının hassaslığı nedeniyle ilk doğum yapan annelerde mastit biraz daha sık görülür, ne var ki bu ikinci, üçüncü doğumlardan sonra görülmeyeceği anlamına gelmez.
Mastitin en sık görüldüğü dönem, doğumdan sonra 10-28. günler arasıdır.
Mastit olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
Genellikle soğuk algınlığı geçiriyor gibi hissedersiniz. Belirtiler arasında, bir yada iki göğüste kızarıklık, sertlik, sıcaklık, ağrı, ve enfeksiyon olan süt kanallarında şişlik sayılabilir. Ateş ve halsizlik, durumun daha ciddi olduğunu düşündürür.
Mastit, birden fazla sayıda olabilen bir durumdur, ama aynı anda iki göğüste birden gelişmez.

Bu durumda ne yapılmalı?

Hemen doktorunuzla görüşün. Muhtemelen antibiyotik tedavisine başlanacaktır. Bu durumda emziriyorsanız, kullandığınız ilaçların bebeğe zarar vermeyeceğini özellikle açıklığa kavuşturun. Antibiyotik etkisi başlar başlamaz, belirgin bir rahatlama hissedeceksiniz.

Mastit sırasında bebeğimi emzirebilir miyim?

Evet. Mastit sırasında emzirmek, çok acı verir. Ancak, gerek biran önce iyileşmek, gerekse süt kanallarınızın boşalarak yeni tıkanıklıklar olmaması ve sütünüzün kesilmemesi için emzirmeniz gerekir. Emzirmeden bir kaç dakika önce sıcak kompres, acı duymanızı bir ölçüde azaltır.
Eğer bebeğiniz emerek iltihaplı göğsünüzü tam boşaltamıyorsa, yada aşırı acı hissi nedeniyle emziremiyorsanız, göğsünüzü bir süt pompasıyla boşaltmanız gerekir. Sağdığınız sütü biberonla bebeğinize verebilirsiniz. Şunu hiç unutmayın, göğsünüzü boşaltmak için en iyi pompa, bizzat bebeğinizdir!
Hasta göğüsten emme sonucu bebeğim hastalanabilir mi?
Hayır! Zaten sizi hasta eden mikroplar, muhtemelen bebeğinizin ağzı yoluyla bulaşmıştır, ve kendi mikroplarının ona geri verilmesinin bir zararı yoktur.

Mastit kendiliğinden geçebilir mi?

Mastit kendi haline bırakılırsa ilerler, ve daha ciddi sonuçlar -komplikasyonlar- oluşur. En sık görüleni meme absesidir, yoğun antibiyotik tedavisi, belki de cerrahi yolla absenin boşaltılması gerekir. Bu durumda bebeğiniz sizi ememez.
Çoğu zaman olduğu gibi, mastit de erken teşhis edilirse, kolayca tedavisi olan bir durumdur.

Meme Ucu Kısa, İçe Dönük veya Küçük Olan Anneler

Değişik şekilde ve boyutta göğüs vardır, aynı şekilde düz - içe dönük göğüs ucuna sahip olan anneler olabilir. Yenidoğan bebek emmek için göğüs ucu olması gerekmese de ucu olan göğsü daha rahat emer. Bebek çökük olan anne memesinin ucunu tutup emebilirse, bir kaç haftada bu sorunun çözümlendiği görülür.

Mantar

Meme ucu ve çevresinde kırmızı, parlak bir alan vardır. Deride yara ve kasıntıya neden olan bu hastalik mantar yada pamukcuk tur. Genellikle iltihap ya da baska rahatsızlık tedavisinde antibiyotik kullandıktan sonra görülür.emzirmeden sonra da devam eden yanma ve iğne batması hissi vardir. Bazen ağrı memenin derinliklerine kadar iner. Memenin derinliklerine sis sokuluyormuş gibi hissedilir. Deri kızarır, parlar ve pul pul olur. Meme ucu ve çevresinin rengi açılabilir, bazen meme normal görülebilir.Meme ucunda yaralar devam ediyorsa bebekte pamukcuk kontrolü yapilir. Yanaklarının içinde ya da dilinde beyaz lekeler ya da poposunda döküntü olabilir.

Bebekte Dudak veya Damak Yarığı

Üst dudağın veya damağın bölümlerinin birlikte gelişemediği durumlarda bazen hafif, bazen büyük bir yarık vardır. Bazı bebekler yarık dudaklı yada damak problemli olarak doğarlar. Bu bebekler doktorun uygun gördüğü bir süre sonra ameliyat ile tedavi olurlar. Emme fonksiyonu genellikle zorlaştığından bebeğin beslenmesi ciddi bir sorun olabilir. Genelde sağılmış anne sütü ile beslenmeleri uygundur. Bu nedenle anne memelerini etkili bir sağım sistemi ile sağmasıyla sütün devamlılığını sağlamış olur.

Memenin Reddi

Bebeğin emmeyi reddetmesi çok rastlanan bir durumdur. Memeyi ret annede kaygı yaratır, kendini reddedilmiş hisseder ve hayal kırıklığına uğrar. Geçici olarak memenin reddi görilebilir ve her zaman belli bir nedeni vardır. En sık görilenleri şunladır;

Bebek Memeyi Neden Reddeder?

Bebek hasta olduğu için eskisine göre daha az emebilir.
Anne son zamanlarda sarımsaklı, baharatlı ya da lahana ve benzeri gibi güçlü tat ve kokuya sahip şeyler yiyorsa bu tür beslenmeden dolayı bebek rahatsız olabilir.
Burnu tıkalı bebekler meme emerken ağızlarından nefes alamayacaklarından meme emme yerine soluk almayı tercih ederler. Burun damlası kullanarak burnu açabilirsiniz.
Diş çıkaran bebekler emzirildiğinde şişmiş damaklarına basınç uygulanacağından emme ağrılı hale gelebilir. Damakları acıdığı için emmeyi bırakır.
Kulak ağrısı varsa çeneye yayılır ve meme emerken durum daha da kötüleşir.
Bebeğinizin ağzında pamukçuk (mantar) varsa emzirme ağrılı olabilir.
Çok aç bir bebek sütün yavaş gelmesine dayanamaz ve meme ucunu iter. Bunu önlemek için ona önceden biriktirdiğiniz sütü verin.
Yeniden gebe kaldıysanız salgılanan hormonlar nedeniyle sütünüzün tadı değişebilir ve bebek sütünüzü reddedebilir.
Endişeli veya gerginseniz emzirme sırasında bebek bu gerginliği hissedecektir. Rahat olmaya çalışın.
Memeyi reddeden büyükçe bir bebek artık meme istemiyor olabilir.
Emzirme tekniğinde hatalar olabilir.
Read more…

Emzirme emzirirken nelere dikkat etmeli emerken bebek yeterli süt alıyor mu bebek nasıl emzirilir

03:57 |
Emzirme emzirirken nelere dikkat etmeli emerken bebek yeterli süt alıyor mu bebek nasıl emzirilir.
Emzirme, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun, eşi bulunmaz bir beslenme yöntemidir ve anne ile bebeğin sağlığı üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal bir etkiye sahiptir.
Başarılı bir emzirmenin başlatılması ve sürdürülmesi için annelerin, gebelik sırasında ve doğumu izleyen dönemde toplum, aile ve tüm sağlık sistemi tarafından desteklenmesi gerekir.
Emzikli kadının süt salınımını etkileyen faktörler şu şekilde sıralanabilir:
* Bedensel faktörler: Anne yaşı, fiziksel aktivite, gebelik sayısı, gebelikte kazanılan ağırlık vb. genç yaşta (18 yaş altı) anne olanlar, henüz kendileri büyüme çağında olduklarından;sık doğum yapanların enerji depoları azalmış olduğundan, ağır işte çalışanların ise fazla enerji harcamaları nedeni ile salgıladıkları sütün karşılığında enerji alamazlarsa kendi dokularını harcarlar. Bunun sonucunda anne sağlığı bozulduğu gibi yeterince de süt veremezler.
* Çevresel faktörler: Sosyal-ekonomik ve kültürel faktörler olarak incelenir. Toplumun örf-adet ve gelenekleri
nedeni ile doğumdan sonra uzunca bir süre çocuğun emzirilmemesi süt salımınını azaltır. Oysa doğar doğmaz ilk bir saat içinde emzirme, süt salınımını arttırır.
* Emme refleksi: Sağlıklı yeni doğanın meme başını kavraması kolaydır. Bebek ağzını açtığında meme ucu ve etrafındaki kahverengi halka dilinin üst kısmına gelecek şekilde ağzına yerleştirilmelidir. Emzirme sırasında bebeğin, göğüste tutuluş şekli çok önemlidir.
Uygun olmayan emzirme pozisyonu; meme başlarının çatlamasına ve acımasına, yeterli süt gelmemesine ve bebeğin memeyi alamaması gibi sorunlara neden olur. Emzirme iyî bir pozisyonda ise ( bebeğin vücudu tümüyle anneye doğru dönüktür) bebek uzun ve derin emer, rahat ve mutludur, annenin meme uçları acımaz. Birçok annenin, özellikle ilk çocuklarında emzirmeye başladıklarında yardıma ihtiyacı vardır.
Eğer bebek; memeyi ağzı ile iyi bir şekilde kavrıyorsa, gecede dahil olmak üzere istediği sıklıkta emebiliyorsa, yeterli süt gelecektir.
* Psikolojik faktörler: Üzüntü, stres süt verimini engeller. Annenin veya yeni doğanın hastalığı, evdeki huzursuzluklar, ailede diğer çocukların fazla oluşu ve annenin onlarla da ilgilenme mecburiyeti, ekonomik yetersizlikler vb. nedenler annede stres ve üzüntü yaratır.
Bazı ilaçlar: Sakinleştirici, ağrı giderici ile diğer ilaçların kullanımına dikkat edilmelidir.
Kadının fiziksel rahatsızlıklarını azaltmak önemlidir, ama bu tür ilaçların rastgele ve aşın kullanımı süt verimini olumsuz etkileyebilir.
* Beslenme: Emzirme sırasındaki enerji ve besin öğeleri ihtiyacı gebelikte olduğundan fazladır. Anne gebelikte iyi beslenmişse, ihtiyaçlarını kısmen karşılayabilecek yağ birikiminde bir depoya sahiptir. Bu yağ deposunun kullanılması ile doğumu izleyen ilk haftalarda anne kilo kaybeder.
Süt veren kadın hem kendi vücudundaki besin öğeleri depolarını dengede tutmak hem de salgıladığı sütün karşılığı olan enerji, protein, mineral ve vitaminleri yeterince almalıdır. Aksi takdirde kendi vücudundan harcar. Bu da sağlığının bozulmasına ve yetersiz süt salgılanmasına
neden olur.

Bebeğinizi emzirirken ona doğanın sunduğu en iyi besini veriyorsunuz. Bu nedenle, ilk günlerde bazı zorluklar yaşasanız bile pes etmeyin. Sonuçta emzirebilmek ve yaşamın ilk 6 ayı boyunca saf anne sütü verebilmek sizin bunu yapma arzu ve inancınıza bağlıdır. "Ben bunu yapacağım" dediğinizde işin %90'ı çözülür. Bu yeni beceriyi bebeğinizle birlikte sizde öğreneceksiniz. Önceleri nasıl emeceğini bilmiyor ve uzun süre emmeye uğraşıyorsa üzülmeyin, biraz sabırlı olun. İlk haftaları atlattıktan sonra, bebeğinizi aylar boyunca başarı ile emzireceksiniz.

Bebeğiniz emmeye başladıktan sonra yanma veya acı hissederseniz bebek memeyi yanlış yakalamış olabilir. Bu durumda derin bir nefes alıp gevşemeye çalışın. Bebeğiniz huzursuz ve sinirleniyor ise pozisyon ve tekniğinize mutlaka tekrar göz atın; çünkü büyük ihtimalle burada bir sorun vardır. Bebeğinizin ağız köşesinden parmağınızı sokun, emzirmeye ara verin ve tekrar deneyin. Endişe etmeyin ve doğru pozisyona gelene kadar tekrar deneyin. Meme uçları hassaslaşmazsa emzirme ağrılı değildir.

Doğru emzirmenin püf noktaları:

Emzirmeye başlamadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın. Rahat bir koltukta dik oturun; ayaklarınızı ve belinizi destekleyin. Yatakta iseniz sırtınızı yastıklarla destekleyin. Bebeğinizi doğru pozisyonda emzirdiğinizden emin olun. Başarılı bir emzirme için en önemli faktörlerden biri onun doğru pozisyonda olduğudur. Emzirme süresince rahatlatıcı bir müzik dinleyin. Bebek emerken burun deliklerinin meme tarafından kapatılmamasına özen gösterin. Göğüs uçlarınızı yalnız su ile temizleyin. Karbonatlı su kullanmayın. Emzirme sonrası ise kendi sütünüzü göğüs uçlarına sürün. Emzirme sütyeni kullanın. Elbiseleriniz emzirme için kolay açılabilir olsun. Evde rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer oluşturun. Bazı zamanlarda bebeğinizi düşünün, sütünüzün artmasına yardım eder. Sigara ve alkol kullanmayın. Sütünüzün miktarını azaltabilir. Bebeğiniz ve sizin için faydalı değildir.







Ne kadar sıklıkla emzirmelisiniz?

Bebeğinizi acıktığı her zaman emzirin. Anne sütü alan bebekler, mama ile beslenenlere göre daha sık emerler. Anne sütü çabuk sindirildiğinden mideden boşalması daha hızlı olur. Bu nedenle başlangıçta bebeğiniz 1-2 saat arayla emmek isteyebilir. 1-2 ay sonunda bebeğiniz gece daha fazla uyumaya başlayacak ve emme araları uzayacaktır.
Bebeğinizin acıktığını şöyle anlayabilirsiniz:
Göğsünüze ilgi gösterir. Ağzını açar, aranır. Emme hareketleri yapar. Ağlar. Bazı bebekler uykulu olurlar ve uyanmakta zorluk çekerler. Yaklaşık 2- 3 hafta yeterli miktarda emmeden bebeğinizin uyumasına izin vermeyin. Eğer bebek emmek istemiyorsa ve son beslenmeden 3- 4 saat geçtiyse uyandırın ve emzirin.

Emzirme süresince nelere dikkat etmelisiniz?

Eğer ilaç kullanmanız gerekirse mutlaka doktorunuza danışın. Bazı ilaçlar bebeğiniz için zararlı olabilir. İlaç almanız gerekiyorsa emzirdikten hemen sonra alın. Alkol kullanmayın. Sigara içmeyin ve bebekle aynı ortamda sigara içilmesine izin vermeyin. Kafein içeren içeceklerden uzak durun. Kafein bebekte uykusuzluk, sinirlilik yapabilir. İştahsızlığa neden olabilir. Kafeinsiz kahve ve çaylar deneyebilirsiniz. Kola ve asitli içeceklerden uzak durun. Bazen bebeğiniz inek sütüne allerjik olabilir. Bu durumda bebek emdikten birkaç dakika veya birkaç saat sonra başlayan ishal, döküntü, huzursuzluk veya gaz oluşabilir. Bebeğinizin inek sütüne allerjisi olup olmadığını anlamak için 2 hafta süreyle tüm inek sütü ürünleri (inek sütü, peynir, yoğurt) anne diyetinden çıkarılmalıdır.

Bebeğinizin yeterli süt aldığını nasıl anlayabilirsiniz?

İlk haftalarda bebeğinizin yeterli süt alıp almadığını merak etmeniz doğaldır. Özellikle bebeğiniz sürekli emmek istiyorsa ve sürekli huzursuzluk yapıyorsa. Bebeğinizi emmek istediği her zaman emzirin.

Yeterli beslendiğinin en önemli bulgusu bebeğinizin düzenli tartı almasıdır. İlk bir haftadan sonra düzenli bir şekilde tartı almaya başlar. İlk bir hafta çoğu bebek doğum kilosunun altına düşer, ancak 2. haftanın sonunda doğum kilosunu yakalamalıdır. Açık sarı renkte günde 5-6 kez idrar yapmalıdır. İlk bir haftada günde en az 2 kez kaka yapmalıdır. 1- 4. haftalarda günde en az 5 kez kaka yapmalıdır. Emzirmeden önce şiş ve dolgun olan göğüsleriniz bebeğiniz emdikten sonra yumuşamalıdır.

Anne sütü alan bebeklerin tüm ihtiyaçları anne sütü tarafından karşılanır. İlk 6 ay ek olarak su ve vitamin takviyesine ihtiyaç yoktur (D vitamini hariç).

Uzm. Dr. Alper SOYSAL
Read more…

Gebelikte gıda zehirlenmesi belirtileri nelerdir besin zehirlenmesi nasıl tedavi edilir riskleri anne bebek için zararları

22:50 |
Gebelikte gıda zehirlenmesi belirtileri nelerdir besin zehirlenmesi nasıl tedavi edilir riskleri anne bebek için zararları.
Beslenme gebelik döneminin tamamında önemli. Özellikle sıcaklardan dolayı yiyecekler çok çabuk bozulabilir. Bu yüzden zehirlenmelerle çok sık karşılaşılır. Bazı gıdalar yoğun oranda mikroorganizma içerdiğinden hem anne adayı hem de bebeğin sağlığı açısından tehlikeli olabilir. Gebelikte gıda zehirlenmesi bebeğinizi ciddi olarak etkileyebilir.Yiyecek ve içeceklerin saklanması, hazırlanma ve sunulma aşamalarında uygun sağlık koşullarının olmaması, besin zehirlenmelerinin önemli bir sorun haline gelmesine yol açıyor. Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk mamülleri, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etler, deniz ürünleri, bozulma riski en yüksek gıdalar arasında yer alıyor.Besinlerin hazırlanması sırasında temizlik kurallarına gereken özenin gösterilmemesi, besin zehirlenmelerine yol açabiliyor. Besin zehirlenmeleri kontamine yiyecek ve içeceklerle oluşuyor. Besinler ve içecekler infeksiyona yol açan mikroorganizmalarla veya toksit maddelerle bulaştıklarında zehirlenmeye neden oluyorlar.


Gebeler Besin Zehirlenmesi Nasıl Tedavi Edilirler?

İlk yapılması gereken hemen bir hastaneye başvurup bir dahiliye ve kadın doğum uzmanına muayene olmaktır. Yapılacak kan ve dışkı tahlilleri ile birlikte bebekte ultrasonografi ve eğer haftası müsait ise NST ile de değerlendirilir. İshal tedavisinde iki önemli ilke vardır: Birincisi , ishalle kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin mümkünse ağız yoluyla geri konması, ikincisi, beslenmenin sürdürülmesidir.

Besin zehirlenmelerinin tedavisinde sıvı ve elektrolit kayıplarının yerine konması temel prensip olarak kabul edilmektedir. Ağızdan dehidratasyon tedavisi ile kaybedilen sıvının yerine konulmaya çalışılmaktadır.Şayet bulantı, kusma, şiddetli ise sıvı kaybı bulguları mevcut ise parenteral sıvı tedavi uygulanır. İshal tablosunda ağızdan beslenme kesilmemelidir. Spazmotik ağrı giderici ilaçların ishal tedavisinde yeri yoktur. Bakterilere bağlı besin zehirlenmeleri sonucunda oluşan ishalin en temel tedavisi bakterilerin dışkıyla atılması olduğundan ishalin kesilmesi için kullanılan ilaçlar sakıncalı olabilir. Bunun yerine anne adayının gerekirse serum şeklinde verilen sıvılarla ve sindirim sistemini tahriş etmeyen gıdalarla desteklenmesi ve ishalin geçmesinin beklenmesi en önemli tedavi yoludur. Çoğu ishal bu tedaviye yanıt verir ve kramplar ve aşırı dışkılama ortadan kalkar. Bebek bu durumda ishalden ve tedaviden olumsuz etkilenmez. Klinik bulgular ile düşünülen bakteriyel enfeksiyona eğer dahiliye ve kadın doğum uzmanı uygun görürü ise bebeğe zararı olmayacak uygun antibiyotik tedavisine başlanır. Başlangıçta yapılan dışkı kültürleri ile tabloya yol açan bakteri tanısının konulması mümkün olabilir.

Dikkat edilmesi gereken noktalar

-Ellerin sürekli temiz tutulması
-Mutfak gereçlerini tekrar kullanırken iyice yıkayın,
-Çiğ et kullanırken diğer yiyeceklere temas etmemesine dikkat edin
-Çiğ eti buzdolabında sıkıca paketleyerek saklayın,
-Konserve kutularında paslanma varsa kullanmayın,
-Pastörize edilmemiş süt içmeyin ,
-Dondurulmuş etleri pişirmeden önce iyice çözülmesini bekleyin
-Buzluktan alıp erittiğiniz bir gıdayı ikinci kez kesinlikle dondurup kullanmayın,
-Yemeklerin sadece yiyeceğiniz kadarını ısıtın,
-Kullanma tarihi geçmiş ürünleri asla kullanmayın,
-Restoranlarda önceden pişirilip bekletilen yiyeceklerden uzak durun.
-Hazırlanışı ve saklanışı konusunda emin olmadığınız hiçbir besin maddesini yemeyin.
-Evde hayvan besliyorsanız mutfağa girdirmeyiniz ve temizliğine dikkat ediniz.
Read more…

Gebelik zehirlenmesi belirtileri nelerdir preeklampsi nasıl tedavi edilir riskleri anne bebek için zararları eklampsi

22:49 |
Gebelik zehirlenmesi belirtileri nelerdir preeklampsi nasıl tedavi edilir riskleri anne bebek için zararları eklampsi.
Gebeliğin son üç ayında ve loğusalığın ilk günlerinde görülen tansiyon yükselmesi, ödem ve idrarda protein bulunması ile kendini gösteren duruma gebelik zehirlenmesi ya da gebelik toksemisi denilir. Bu duruma halk arasında “havale” denilen beden kasılmaları ile bilinç kaybı da katılırsa, durum “Eklampsi” olarak nitelendirilir.
Preeklampsi; halk arasında “gebelik zehirlenmesi” ya da “albümin hastalığı” olarak bilinir. Çoğunlukla ilk gebeliklerde ve gebeliğin 20. haftasından sonra görülür. Çoğul gebeliklerde daha sık şekilde ortaya çıkar. Hâmileliklerin genelinde % 6-8, ilk hâmileliklerde ise % 85 oranında görülür.

Gebeliğin 20. haftasından sonra vücutta şişme (ödem), idrarla protein kaybı ve tansiyon yükselmesi şeklinde ortaya çıkan bir durumdur. Tüm gebeliklerin % 5-10'unda görülür.Şiddetli formlarında nefes alma zorluğu, akciğerlerde su toplanması ve sara nöbetlerine benzer kasılmalara rastlanır. Bu krizlere eklampsi krizi denir.


Vücutta şişlik olmasına rağmen, damar içi sıvı hacmi azdır ve bu durumda bebeğe yeterli oksijen gitmemekte ve bebeğin beslenmesi bozulmaktadır.Anne ile bebek arasındaki damarlarda 20. haftadan sonra olması gereken genişleme gerçekleşmez; bebeğe giden kan akımı kısıtlanırsa, bebekte gelişme geriliği oluşur.

Preeklamptik gebelerde, plasentanın erken ayrılması sık görülür ve ciddi kanamalar meydana getirir. Annede ise yüksek tansiyona bağlı çeşitli organ hasarları ortaya çıkar.Ağır vak’alarda, bu rahatsızlığa; karaciğer, böbrek, beyin, pıhtılaşma sistemi ve tüm diğer organlarda fonksiyon bozukluğu eklenebilir.

Bu safhada hastanın durumu belirgin şekilde ağırlaşır.Daha ağır vakalarda körlük oluşabilir.Tedaviye cevap vermeyen vakalarda, bu durum, bebeğin veya annenin ölümü ile sonuçlanabilir.Preeklampsinin sebebi bilinememektedir. Fakat bazı durumlarda, görülme riskinin arttığı bilinmektedir.

Bu riskli durumlar şunlardır:

1) Annenin yaşının 20'den küçük veya 40'dan büyük olması
2) Annede lupus, diabet, kronik hipertaniyon, böbrek hastalığı
3) Daha önce doğum yapmamış olmak
4) Ailede, preeklampsi geçiren akrabaların olması, vb.

Gebelik Zehirlenmesinin Görülme Sıklığını Arttıran Sebepler Nelerdir?

-Anne yaşının 20’nin altında veya 35’in üstünde olması;
-Sosyo-ekonomik seviyenin düşük olması;
-İlk hâmilelik ya da 4. hâmilelik ve sonrası;
-Çoğul gebelik;
-Amniyon sıvısının fazlalığı (bebeği çevreleyen sıvı);
-Bebeğin vücut boşluklarının farklı sebeplerle sıvıyla dolması;
-Müzmin hipertansiyon;
-İyi kontrol edilememiş diyabet;
-Obezite.

Gebelik zehirlenmesi, sinsi seyredebilen ciddî bir hastalıktır. Çok ileri safhalara kadar dikkat çekmeyebilir. Hâmilelikte düzenli tansiyon ölçülmesi, çok önemlidir. Kontrollerin dışında da hâmile kadın tansiyonunu ölçtürmelidir. Basit bir tansiyon ölçümünün ihmâli, ciddî seyirli bir hastalık tablosuna sebebiyet verebilir. Her hâmilelikte önemli olan düzenli takip ve kontroller, riskli hâmileliklerde daha büyük öneme sahiptir.

Hâmileliğin 20. haftasından sonra; kısa sürede kilo artışı, bacak ön yüzde hissedilen kemiğin üzerine parmakla basıldığında hemen geçmeyen çukurluk oluşması (ödem) gebelik zehirlenmesinin önemli ilk habercilerindendir.Ödemi fark ettiğinizde, en kısa sürede ve mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. Yapılan idrar tetkiklerinde proteinin belirli bir seviyede çıkması, ödem ve hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi teşhisini koymayı kolaylaştırır. Bunun üzerine karın ağrısı, görme bozuklukları, kusma, baş ağrısı, idrarda azalma eklendiğinde tablo ağırlaşır. Sara nöbetine benzer şekilde bütün vücutta kasılmalar ortaya çıktığında, anne ve bebeğin hayatı tehlikede demektir. Bu ağır tablonun, mutlaka hastahanede ve hatta bazen de yoğun bakımda tedavisi gerekmektedir. Kasılmalar; ortaya çıkmadan önlenmelidir.

Gebelik zehirlenmeleri, hafif, orta ve ağır vakalar olarak sınıflandırılıp bu vakalar çok sıkı takibe alınır.Özellikle tansiyon takipleri düzenli yapılmalı, tansiyon 140/90 ve üzerine çıkmışsa, hemen doktora haber verilmelidir.

Günümüzde krizli çeşidine az rastlanmakla birlikte, gebelik zehirlenmesi, hala birçok ülkede gebelik dönemi hastalıklarının ve düşüklerin etkenleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu zehirlenmenin klinik teşhisi için yukarıdaki üç durumdan (hipertansiyon, albüminüri ve ödem) ikisinin olması şarttır.

Gebeler, özellikle stres ve yorgunluktan uzak tutulmalı, ani üzücü haberler gebeden saklanmalıdır. Çünkü bazı psikolojik stresler, ufak münakaşalar bile bu gebelerde ani krizlere yol açar.

Preeklampsiden Korunulabilir mi?

Preeklampsi tablosunun meydana gelmesinde çeşitli tezler ileri sürülmekteyse de, kesin sebep bilinmemektedir. Bu yüzden mevcut bir korunma yöntemi de yoktur.
İyi bir hâmilelik bakımı, düzenli takip, dikkatli yapılan muâyene ve kontroller, erken teşhis, hastanın durumu ağırlaşmadan müdâhale imkânı sağlamakta ve bu da şiddet ve komplikasyonları azaltmaktadır.

Tedâvî

Gebelik zehirlenmesinde tedâvî, hâmilelik haftasına ve vak’anın ağırlığına göre değişmektedir.
Hafif şekillerde tedâvî, genellikle evde ve ayakta yapılır. Hasta bilgilendirilir. Tuz kısıtlamasının faydası yoktur. Yatak istirahatı bebek için önemlidir.
Mevcut durum ağırlaşıp karın ağrısı, baş ağrısı, göz önünde uçuşma belirtileri görüldüğünde anne adayı hemen hastahâneye yatırılmalı, gerekli tahliller ve kan basıncı takibi yapılmalı, ultrasonografi ile bebeğin durumu değerlendirilmelidir.
Şiddetli vak’alarda, hasta sessiz ve loş bir odaya yatırılmalıdır. İdrar sondası takılarak idrar takibi yapılır. Kasılmaların önlenmesi için hastaya sâkinleştirici ve gerekli ilaçlar verilir. Bu durumdaki hastaların kan basıncının kontrolü de oldukça önemlidir.

Bu hastalarda doğumun başlatılması, tek ve kesin tedâvi yöntemidir. Erken doğumun bebeğe getireceği risklerle, gebeliğin devamı durumunda annenin mâruz kalabileceği riskler karşılaştırılarak doğum kararı alınmalıdır.
37. haftasını dolduran hâmileliklerde doğum gerçekleştirilmelidir. Zira hafif gebelik zehirlenmesi tabloları, âniden ağırlaşıp anne ve bebeğin hayatı tehlikeye girebilir. 37. haftadan erken hâmileliklerde bebeğin gelişimi değerlendirilir. Erken doğum gerekebileceğinden buna dâir tedbirler alınır.
Read more…

Doğumda bebek kordon sorunları kordon sıkışması sarkması

02:36 |
Doğumda bebek kordon sorunları kordon sıkışması sarkması.
Göbek kordonu bebek için yaşamsal bir önem taşıyor. Çünkü bebeğin anneyle olan tek bağlantısı olma özelliğine sahip. R ahim içi yaşantıda bebeğin göbeği ile plesanta arasındaki bağlantıyı o sağlıyor. Sindirilen besinleri o anneden alıp bebeğe ulaştıran bir besin köprüsü olmanın yanında, fetusun solunum yolu ile oksijen alıp ve karbondioksit atabilmesi ve yine onun sayesinde mümkün oluyor. Yani göbek kordonu bir anlamda dalgıç ile tekne arasındaki bağlantıyı sağlayan hortuma benziyor.
Bebeğin yaşaması sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesinde bu denli yaşamsal bir öneme sahip olan göbek kordonu kimi zaman bazı sorunlara yol açabiliyor. Kordona bağlı olarak gelişebilecek bu sorunlar; kordon dolanması, kordon düğümlenmesi, kordon sarkması, kordon kistleri, kordonun uzun yada kısa olması, kordonunun plesantaya anormal bağlanması olarak özetleniyor... Fakat güzel olan bir şey var...Doğanın koruma mekanizmaları çoğu zaman işi şansa bırakmıyor.Bu nedenle dalgıç ile karşılaştırıldığında bebeği koruyan pek çok faktör var.


Kordon Sarkması
Su kesesi açıldığında kordonun bebekten daha önce dışarı çıkması durumuna kordon sarkması deniyor.. %0.5 oranında karşımıza çıkan kordon sarkması en sık fetal geliş bozukluklarında görülüyor. Makat geliş ve yan geliş, önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu anomaliye erken doğumlarda ya da bebeğin çok küçük olduğu durumlarda da daha sık rastlanıyor. Annenin çok doğum yapmış olması, çoğul gebelik, su kesesinin erken açılması, kordonun normalden uzun olması ya da amniyon sıvısının fazlalığı da risk yaratıcı faktörler arasında yer alıyor. Tanı muayene sırasında kordonun elle hissedilmesi ile ya da vajina dışında gözle görülmesi ile konuyor. Kordon sarktığında rahim kasılmaları ile birlikte kordondaki dolaşım bozulabiliyor ve bu bebeğin ölümüne yol açabiliyor. Durum anlaşıldığında bebek canlı ise derhal sezaryenle doğuma gidilmesi gerekiyor.

Kordon Dolanması
Kordon Sıkışması
Göbek kordonunun bebeğin kol ve bacakları arasına ya da bebekle plasenta arasında sıkışması ve rahatça hareket edememesi, kordon sıkışması olarak adlandırılıyor. Bu duruma normal durumlarda sık rastlanıyor. Özellikle kordonun kısa olduğu boyuna dolandığı yada üzerinde gerçek düğüm olan olgularda daha sık görülüyor. Amniyon sıvısının az olması ya da bebeğin iri olması da kordon sıkışması açısından risk grubu oluşturuyor.

Normalde bebeğin kalp atım hızı dakikada 120-160 arasında değişiyor. Hızın dakikada 100 atımın altına düştüğü ve birkaç dakika içinde normale dönmediği durumlarda bazı önlemler almak gerekiyor. Anne adayının sol yanına döndürülüp oksijen verilmesi bunlardan biri. Genelde bebekler bu durumdan kolayca kurtuluyor. Ama yine de bebeği riske atmamak işçin sezaryen en uygun doğum yöntemi olarak görülüyor.

kaynak:sufizmveinsan.com
Read more…

Gebelikte kansere yakalanma hamilelikte kanser tedavisi gebelikte kanser tedavisinin bebeğe zararları

22:48 |
Gebelikte kansere yakalanma hamilelikte kanser tedavisi gebelikte kanser tedavisinin bebeğe zararları.
Doğurganlık hızının yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde, gebelik döneminde ortaya çıkan kanserler ciddi bir sorun oluşturuyor. Rahim ağzı, meme ve yumurtalık kanseri gebelik döneminde en sık görülen kanserler. Bu yüzden Acıbadem Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirkıran gebeliğin başlangıcında kanser taraması yapılması öneriyor.

Araştırmalara göre her 1000 gebelikten birinde kanser görülüyor. Bu nedenle gebeliğin başlangıcında rahim ağzı, meme ve yumurtalık kanseri açısından kontrol önem taşıyor. Acıbadem Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirkıran, gebelik ile birlikte en sık görülen kanserin rahim ağzı kanseri olduğunu, yaklaşık 1200 gebenin birinde aynı zamanda rahim ağzı kanseri görüldüğünü belirtiyor.

Başka bir açıdan bakıldığında 35 rahim ağzı kanserinin birinde gebelik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fuat
Demirkıran şöyle konuşuyor: “Bundan sonra gebelikle birlikte ikinci en sık görülen kanser, meme kanseridir ve 2000 gebeliğin birinde görülür. Ancak son yıllarda meme kanseri gebelik birlikteliğinin arttığı dikkati çekmektedir. Gebelikle birlikte üçüncü en sık görülen kanser, yumurtalık kanseridir. Ayrıca kan kanserleri ve bağırsak kanserleri de gebelikte birlikte sık görülebilen kanserlerdir.“

Gebelikte görülen kanserlerde artış var. Son yıllarda yapılan araştırmalar gebelikte kanser görülme sıklığının bir miktar arttığını gösteriyor. Bunun temel nedenini, değişen zaman içinde toplumlarda sosyal yapının değişmesine bağlayan Prof. Dr. Fuat Demirkıran şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu değişikliklere ve yardımcı üreme tekniklerindeki gelişmelere paralel olarak çocuk doğurma isteği ileri yaşlara kaymıştır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında, yaş ilerledikçe kanser görülme sıklığı artar. Bu bağlantılar nedeni ile son yıllarda gebelik ve kanser birlikteliği bir miktar artmıştır.“

Gebelikte kanser taraması

Kadın sağlığı açısından en önemli dönemlerden biri olan gebelik döneminde, oluşabilecek bir kanser riskine karşı yapılan muayenelerde daha dikkatli davranılması öneriliyor. Yapılması gereken kontrollerle ilgili olarak Prof. Dr. Fuat Demirkıran şunları söylüyor:

“Özellikle gebeliğin başında yapılan gebelik muayeneleri sırasında, sık görülen kanserlere ait bulgular aranmalı ve gerektiğinde bazı testler yapılmalıdır. Rahim ağzı kanseri ve meme kanseri gebelikte sık görülen kanserlerdir. Bu nedenle gebelik muayeneleri sırasında memelerde muayene edilmelidir. Ancak gebelikte memelerin büyümesi sonucunda, küçük tümörler muayene sırasında saptanmayabilir. Bu muayene sırasında saptanan kitleler, meme derisindeki çekilmeler, asimetrik cilt kalınlaşmaları, meme başı anormallikleri, kanlı akıntılar ve koltukaltı bezelerini büyümesi meme kanseri yönünden değerlendirilmeli ve anne adayı bu bulgulara karşı uyarılmalıdır.”

Rahim ağzı kanserinin erken tanısı

Gebelikte kanserle ilgili yapılması gereken bir diğer önemli işlem de, erken gebelik kontrolleri sırasında vajinal akıntı araştırması yapılması. Gebelikte rahim ağzı kanserinin erken tanınmasını sağlayacak olan bu işlemin, düzenli olarak yapılmaması rahim ağzı kanserinin artmasına zemin oluşturuyor. Prof. Dr. Fuat Demirkıran şöyle konuşuyor: “Maalesef gebelik sırasında görülen kanamalar gerek hasta ve gerekse hekim tarafından sıklıkla gebelikle ilişkili kanamalar olarak kabul edilmekte ve o yönde işlemler yapılmaktadır. gebelik sırasında görülen her kanama gebelikle ilişkili değildir. Rahim ağzı kanserinin bir bulgusu da olabilir. Özetlemek gerekirse, her gebeliğin başında en az bir kez vajinal smear araştırması yapılmalı ve gebelik sırasında görülen kanamalarda rahim ağzı da incelenmelidir. Diğer kanser türleri için gebelik sırasında bir bulgu oluşmadıkça araştırma yapmaya gerek yoktur. “

Gebelikte kanser tedavisi

Gebelikte kanser tedavisi yapılırken annenin yaşamının ön planda tutulması gerekiyor. Gebeliğin ilk 3-4. ayında saptanan kanserlerde, gebelik sonlandırılarak kanserin tedavi edilmesi yoluna gidiliyor. Gebeliğin son 7-8. ayında saptanan kanserlerde bazen çok kısa bir süre beklenerek doğum gerçekleştiriliyor ve tedaviye başlanıyor.Gebeliğin 5-7. ayı arasında saptanan kanserlerde tedaviye başlama zamanının anne ve baba ile birlikte kararlaştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Fuat Demirkıran sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu dönem kanserlerinde anne hayatı ön planda tutularak çoğu zaman bebek feda edilir. Gebelikte kansere yönelik her tanı ve tedavi girişiminde bebeğin yaşamı etkilenebileceğinden, anne ve babaya konu ayrıntıları ile anlatılmalı ve izin alınmalıdır. Rahim ağzı kanseri dışındaki kanserlerde bebeğe zarar vermeksizin gerekli ameliyatlar yapılabilir. Bunun için en uygun dönem gebeliği 14-16. haftalarıdır. Gerektiğinde gebelik sırasında kemoterapi denilen kanser tedavileri uygulanabilir. Gebeliğin ilk 2-3 aylık dönemi dışında bu tedavilerin bebeği olumsuz şekilde etkilediği gösterilmemiştir. Gebelikte radyasyon (ışın) tedavisi yapılmamalıdır. Bebeğe daima zarar verir.”

Embriyon dondurulması

Gelişen tıp teknolojisiyle, artık kanser olan kadınların tedavi sonrasında hamile kalmalarını sağlayacak uygulamalar başarıyla yapılıyor. Bunların başında yöntem embriyon dondurulması geliyor. Prof. Dr. Fuat Demirkıran, embriyon dondurulması ilgili olarak şu bilgileri veriyor:“ Bu amaçla kanser tedavisi öncesi anneden yumurta alınır. Babadan alınan sperm ile bileştirilerek embriyon (bebeğin ilk hali) oluşturulur ve dondurularak saklanır. Tedavi sonrasında anne rahmine koyularak büyümesi sağlanır. Bu yöntem ülkemizde de yapılmaktadır. Deneme aşamasında olan ve henüz uygulamaya girmemiş iki yöntem daha vardır. Bunlardan birinde, yumurta dondurularak saklanmaktadır. Ancak henüz başarılı olunmamıştır. Bir diğer yöntem, yumurtalık parçalarını dondurmak ve kanser tedavisi sonrası cilt altına yerleştirmektir. Bu yöntemde hayvanlarda denenmektedir. İnsanlarda henüz istenen başarı sağlanamamıştır.

kaynak:bebek.com
Read more…

Doğumda forseps kullanılmasının zararları nelerdir doğumda kaşık kullanılmasının sakıncaları nedir

02:35 |
Doğumda forseps kullanılmasının zararları nelerdir doğumda kaşık kullanılmasının sakıncaları nedir.
Forseps ,bebeğin başının doğumuna yardım etmek amacıyla tasarlanmış kaşık şeklinde aletlerdir.
Forsepsin temel fonksiyonları traksiyon ve rotasyondur.Doğum eyleminin son safhasına yardım etmek ve takılan kafanın doğurtulmasını sağlamak ,diğer taraftan baş-pelvis uyuşmazlığı olmamasına rağmen kafanın uygunsuz prezente olduğu durumlarda uygulanır.

FORSEPSİN TARİHÇESİ
Forseps,İngiliz Cerrah P.Chamberlen tarafından tasarlanmış maşa veya büyük bir pense benzeyen çelikten yapılmış bir alettir.Eski çağlardan beri kullanıldığı bilinmekle beraber modern doğum hekimliğine yaygın girişi 18. yüzyıllardadır.Klasik ve özel forsepsler olarak iki gruba ayrılırlar.Simpson forsepsi ayrıca Piper ,Kielland ve Barton forsepsleri modern kullanımda uygulanmaktadırlar.



FORSEPS UYGULAMADA TEMEL NEDENLER ?
Forseps doğumu için belirtilen her endikasyonda sezaryenin alternatif bir yaklaşım olduğu her an göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla söz konusu durumda doğum uzmanı ,her iki operatif girişimin potansiyel risklerini dikkate alarak hangisinin anne ve bebek için daha güvenilir olduğuna karar vermelidir.Bu uygulamada anne ve bebeğe ait nedenler dikkate alınarak uygulama yapılır.

Anne Adayı İle İlgili Nedenler ?
Doğumun ikinci safhasının uzaması ve annenin bebeği dışarıya itememesi,
Annede solunum güçlüğü ile birlikte seyreden kalp ve akciğer hastalıkları varsa,
Annenin bitkin ve yorgun düşerek doğuma yardımcı olmadığı durumlarda forseps uygulanır.

Bebeğe Ait Nedenler ?
Bebeğin kalp seslerinin zayıflaması,dakikada 100’ ün altına düşmesi,160 dan fazla olması,
Bebeğin başının normal pozisyonda olmayıp,forsepsle başın çevrilmesi gerektiği durumlardır.
Fötal Distress ve bebekte tehlike görüldüğü durumlarda forseps uygulanır.
Yukarıdaki her iki gruba ait nedenler dikkate alınarak bu gibi durumlarda forseps doğumu,ek bir risk yaratmamalıdır.Bu tür vakaların önemli bir kısmında sezaryen tercih edilmektedir.
Forseps ameliyathane şartlarında uygulanmalıdır.Çünkü forsepsin başarısız olması durumunda her an sezaryen operasyonu gündeme gelerek doğum gerçekleştirilecektir.

Hangi Şartlarda Forseps Uygulanır ?
Rahim ağzı (serviks) tam açıklıkta olmalı,
Bebeğe ait zarlar açılmış olmalı,
Baş +2 seviyesinin altına kadar angaje olmalı,
Baş uygun şekilde yerleşimde olmalı,
Baş pelvis uygunsuzluğu olmamalı,
Mesane boş olmalı,

Yukarıda belirtilen şartlar tümüyle gerçekleşmiş olsa da forseps uygulamada seçici olmalı,özgün bir gerekçe zemininde ve uygulamanın zamanlaması çok iyi değerlendirilerek işlem yapılmalıdır.

Hangi Şartlarda Forseps Uygulanmaz ?
Baş-pelvis uygunsuzluğundan şüpheleniliyorsa ,
Baş yüksekteyse,
Baş uygun şekilde prezente olmamışsa,
Cerrahın bu konuda deneyimi yoksa,
Ve diğer uygulanma şartları mevcut değilse forseps uygulanmaz.

Forseps uygulamanın tekniği kendine özel bir sistemle uygulanır.Bu konuda deneyim ve becerinin ayrıcalığı tartışılmazdır.

FORSEPSLE DOĞUMUN TEHLİKE VE KOMPLİKASYONLARI
Forsepsle doğumda anne ve bebeğe ait ciddi boyutta,hatta bazıları öldürücü olabilen her türlü zarar gelebilir.

Bebeğe Ait Tehlikeler Nelerdir ?
Forseps bu konuda eğitimi ve deneyimi olan uzman bir doğum doktoru elinde ve uygun şartlarda kullanıldığı taktirde bebekler için herhangi bir tehlike oluşturmamaktadır.
Forseps kullanılan bebekte kafa içi kanama, kısmi felç görülebilir.
Kafatası kırıkları,oksijensiz kalma (Asfiksi) ‘ya bağlı komplikasyonlar,sarılık ve ölüme neden olma gibi sonuçlar görülebilir.

Anneye Ait Tehlikeler Nelerdir ?
Doğru ve uygun şartlarda kullanıldığı taktirde herhangi bir tehlike oluşturmamaktadır.
Forseps kullanımında annede bazan,vajinal,servikal ve rektal yırtıklar meydana gelebilir.
Mesane zedelenmeleri,vesicovaginal fistüller, kanama ve hematomlar görülebilir.
Modern doğum hekimliğinde sadece çıkım esnasında kullanılması uygundur.
Özellikle forsepsle doğumu uygulayan hekim,olağandışı bir zorlukla karşılaştığı zaman, yanlış karar verdiğini kabul edebilmeli ve hemen sezaryene başvurarak doğumu gerçekleştirmelidir.

ÜLKEMİZDE FORSEPS UYGULAMALARI NE DURUMDADIR ?
Ülkemizde son yıllarda Kadın-Doğum eğitimi programlarında artık forsepse fazla yer verilmemekte ve rutinde de uygulanmamaktadır.Bazı üniversite ve Eğitim Hastanelerinde bu uygulama ve eğitim devam etmektedir.
Ülkemizde ağırlıklı olarak Kadın-Doğum Uzmanlarına vakum kullanımı eğitimi verilmekte ve uygulanmaktadır.Bir çok hastanelerde forseps kaşıkları dahi bulunmamaktadır.
Forseps kullanımında,karar hatalarına bağlı zedelenme ve komplikasyonlar,teknik beceri eksikliğinden daha önce gelmektedir.Forseps ,mutlaka bu konuda deneyimli doğum uzmanları tarafından uygulanmalıdır…

Kaynak:takagazete.com
Read more…

Gebelikte bel fıtığı nasıl tedavi edilir hamilelikte fıtık sebepleri

22:47 |
Gebelikte bel fıtığı nasıl tedavi edilir hamilelikte fıtık sebepleri.
Bel fıtığının tedavisi bütün dünyada birtakım özellikler arzeder. Hamilelik ise bu konuda bazı zorlukları beraberinde getiren tamamen özel bir durumdur. Hamile bir bayanda ilerleyen aylarda karın içinde büyüyen cenin normalde bele ilave bir yük oluşturur ve belin biyomekaniğini olumsuz yönde etkiler. Fakat cenin yavaş büyüdüğünden dolayı bel ve sırt adaleleri ile destek dokular bu gelişmeye uyum gösterirler ve ön kısımda yer alan ağırlığı dengelerler.

Bu sebeple gebeliğin ilk aylarında yapılacak risksiz ve hafif egzersizler ilerideki aylarda anne adayına büyük avantajlar sağlar. Ancak hamilelikle birlikte bel fıtığı da mevcutsa doktor ve hastanın işi bir hayli zordur. Çünkü zorluk daha teşhis döneminde başlamaktadır. Net bir teşhis için gerekli röntgen filmi çekimleri ve bilgisayarlı tomografi tetkiki bebeğe zararlı olabilecek x-ışınları nedeniyle yaptırılamamaktadır [Mutlak surette gerekli ise manyetik rezonans ile görüntüleme düşünülebilir].


Özellikle ilk üç ayda hastaya ilaç da verilememektedir. Bu dönemde şiddetli bel ve bacak ağrısı bulunan bir hastayla karşı karşıya kalan doktor gerçekten büyük sıkıntı çekmektedir. Ancak bu durumda bile yapılabilecek birtakım şeyler vardır.

Bel fıtığı bulunan ağrılı bir hamile hasta öncelikle mutlak sert yatak istirahatine alınmalıdır. İlk üç aydan sonra evde hastanın beline yapılan hafif masajlar ve sıcaklık uygulamaları kısmen de olsa rahatlık sağlayabilmektedir. Ayrıca doktor kontrolünde karın kaslarına yönelik egzersiz programı da uygulanabilir. Mümkün mertebe hasta rahatlatılarak ve fıtığın daha fazla ilerlemesine engel olacak tarzda tedbirler alınarak bu kritik dokuz ayın atlatılması temin edilmelidir.

Doğum esnasında, nöroşirürji uzmanı doktor ile hastayı takip eden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı son durumu bir kez daha beraberce değerlendirerek normal doğum ile sezaryen arasında karara varırlar. Doğumdan sonra ise hasta tekrar ele alınarak normal şartlarda teşhis ve tedavi metodları uygulanır ve kesin netice de o zaman elde edilir.

Doğum ne şekilde olursa olsun (sezaryen veya normal doğum) doğumdan sonra karın kasları gevşemiş halde olacağından, lohusalık döneminde hasta karın adalelerini güçlendirici egzersiz programlarına alınmalıdır. Hamile bir bayanda bel fıtığı varsa ve mutlak surette ameliyat gerekiyorsa, bu girişim spinal anestezi ile gerçekleştirilmelidir.

med.fatih.edu.tr
Read more…

Doğumda vakum kullanılmasının nedenleri vakumlu doğumun zararları neden vakumla doğum yapılır

02:34 |
Doğumda vakum kullanılmasının nedenleri vakumlu doğumun zararları neden vakumla doğum yapılır.
VAKUM İLE DOĞUM

Doğum eyleminin ikinci evresinde ,yani rahim ağzının tam açıklığa ulaşmasından sonra,doğumun gerçekleşmesine kadar geçen sürede,anne adayı veya bebeğe ait nedenlerle doğumun normal olarak gerçekleşememesi sonucu vakum uygulanarak müdahaleli doğum yaptırılır.

VAKUM’UN TARİHÇESİ

Bebeğin vakum ile doğurtulması çok eskilere dayanan bir tekniktir.Bu tekniğin temeli,Hipokrattan önceki dönemlerden beri uygulanan ve hala bazı yerlerde kullanılan kupa çekme mantığına dayanır.
Bu mantığın doğumda kullanılması 18.Yüzyılın başlarına rastlar.Etkili kullanımı daha sonraki yıllarda
yaygınlaşmıştır.1849 yılında James Young Simpson isimli profesör ilk pratik vakum çanını tanımlamıştır.Simpson aynı zamanda kendi adıyla bilinen Forsepsin de tasarımcısıdır.
Modern vakum çanları, daha sonraki yıllar uygulamaya konmuştur.1950 ‘li yılların sonunda Malmstrein tarafından gerçekleştirilmiştir.Vakum çanları paslanmaz çelikten yapılmaktadır.Günümüzde silikondan yapılmış çanlar ve tek kullanımlık plastik çanlar da imal edilmektedir.
Vakum ,bir hortum ve ucunda mantara benzeyen bir çandan oluşur.Hortumun diğer ucu negatif emme basıncı veren cihaza bağlıdır.Bu çanların çapı genelde 4-6 cm arasında değişmektedir.

VAKUM UYGULAMADA TEMEL NEDENLER ?

Vakum uygulamada anneye ait ve bebeğe bağlı faktörler göz önünde bulundurularak uygulama yapılır.

Anne Adayı ile İlgili Nedenler;

Bebeğin doğum kanalındaki ilerlemesini sağlayan ve doğumun sağlıklı şekilde sonuçlanmasındaki en önemli faktör anne adayının düzenli ve etkili ıkınmasıdır.Ikınma bebek başının makat bölgesine yaptığı bası sonucu kendiliğinden oluşan bir his,dürtüdür.Aynı zamanda karın içi basıncını da artırmaktadır.
Anne adaylarında kalp hastalıkları veya nörolojik hastalıklar mevcutsa basınç artışı risk teşkil edebileceğinden vakum planlanır ve uygulanır.
Anne adayının ıkınmasının yetersiz olması vakum uygulaması için en önemli nedendir.Anne artık doğum eyleminde yorulmuş ve bitkin haldedir.Ikınacak gücü kalmamıştır.Ağrısız doğumlarda da bazen aynı şekilde vakum uygulanması gerekir.
Doğumun ikinci evresinde tam açıklık olduğu halde doğum eylemi ,2 saati aşan bir süre içinde gerçekleşemiyorsa vakum uygulanır.

Eski Sezaryenli gebelere normal doğum yaptırılması hallerinde, bebeğin başı doğarken annenin ıkınmasını önlemek ve daha önceki ameliyata bağlı bir dikiş yeri yırtığına meydan vermemek için planlı bir şekilde vakum uygulanır.

Bebekle İlgili Nedenler;

Bebeğin kalp atımlarının zayıflaması ve bozulması
Bebeğin oksijensiz kalması ve mekonyum (bebeğin kakası) gelmesi,
Bebeğin sıkıntıya girmesi hallerinde vakum uygulanır.Bu arada kardiotokografi veya ÇKS borusu ile kalp atımları ve kasılmalarla ilişkisi yakın takip edilir.Gerekli müdahale anında uygulanır.

Hangi Koşullarda Vakum Uygulanır?

Servikal açıklığın bir başka şekliyle rahim ağzının tam açıklıkta olması,
Amnios kesesinin (su kesesi)açılmış olması,
Bebek baş gelişi olmalı,
Bebek 36 haftadan büyük olmalı,
Bebeğin başının doğum kanalının kritik noktalarını geçmiş olması ve rahim kanalına yerleşmiş olması,
Baş-pelvis uygunsuzluğunun olmaması gerekir.

Hangi Hallerde Vakum Uygulanmaz?

Bebeğin önde gelen kısmı baş değilse ,
Cerrahın bu konuda deneyimi yoksa,
Bebeğin kafası yüksekteyse,
Pelvik darlıktan şüpheleniliyorsa ,
Prematüre bebeklerde ,
Bebekte kanama bozukluğuna neden olabilecek bir hastalık varsa,
Forseps takılmış ve başarısızlıkla sonuçlanmışsa,

Bütün bu konular dikkate alınarak vakum uygulamasına geçilir.Vakum takıldıktan sonra uygulanan 3 denemeden sonuç alınamaz ve bebek doğurtulamazsa vakum başarısız kabul edilir.
Vakum uygulanışı,kendine özel tekniği ile ve ameliyathane şartlarının hazır olması koşuluyla uygulanır.Çünkü başarılı olunamazsa hemen acilen riskli bir sezaryen ameliyatına gerek duyulabilir.

Vakum Uygulamasının Riskleri Nelerdir? Ne gibi Sorunlar Görülür ?

Vakum uygulamasında ölüm ya da kalıcı hasar ile sonuçlanan komplikasyonların görülme sıklığı son derece düşüktür.Bunlar arasında en önemlisi ; Kafa içi kanamalar görülmesidir. Ancak kafa içi kanamalar,vakum uygulanmayan ve kendiliğinden doğan bebeklerde de görülmektedir.Ancak sıklığı daha düşüktür.Böyle durumlarda bebeğin Yoğun Bakım şartlarında izlenmesi gerekir.Kafa içi kanama prematüre bebeklerde daha çok görülür.
Bebeğin kafa derisinde,uygulanan negatif basınca bağlı olarak ödem ve şişlik görülür.Bu durum birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.
Kafa derisi altına kanama ve bazen de kafa derisinde sıyrılma görülebilir.Bunlar da önemli bir sorun yaratmadan kendiliğinden iyileşir.
Annede vakum uygulamasına bağlı olarak, doğum kanalında ve rahim ağzında yırtıklar ve hematom görülebilir.Uygun şekilde onarılırsa ciddi bir sorun bırakmaz.

kaynak:takagazete.com
Dr. Naci İmamoğlu
Read more…

Gebelikte kaşıntı nedenleri hamilelikte vücutta kaşıntı sebepleri kaşıntı nasıl tedavi edilir

22:46 |
Gebelikte kaşıntı nedenleri hamilelikte vücutta kaşıntı sebepleri kaşıntı nasıl tedavi edilir.
Gebelikte kaşıntı nispeten sık rastlanan belirtilerden biridir. Bu kaşıntı gebeliğin kendisinden kaynaklanan bir durum olabilir veya gebe olunmayan dönemlerde kaşıntı yapan durumlar gebelik dönemine rastlamış olabilir.

Her durumda gebelikte kaşıntı doktor tarafından değerlendirilmesi gereken bir durumdur.
Alerjik durumlar gebelikte nispeten daha az sıklıkta görülseler de alerji öyküsü olan anne adaylarında görülen cilt döküntülü kaşıntılarda bu durumu akla getirmek gerekir.

Yine uyuz, bitlenme, sinek sokması gibi parazitlere bağlı kaşıntılar da söz konusu olabilir.

Uyuz kendini özellikle karın bölgesinde başlayan inatçı kaşıntı ve karın cildinde hastalık için özgün olan cilt lezyonlarıyla belli eder. Aile bireylerinde de genellikle kaşıntı vardır. Uyuz tedavisinde parazite etkili maddeler
içeren losyon şeklindeki ilaçlar doktor önerisine göre kullanılır.

Bitlenme kendini saçlarda ve/veya genital kılların olduğu bölgede inatçı kaşıntılar şeklinde gösterir. İncelemede bit parazitinin yumurtaları kolaylıkla bulunabilir. Tedavide yine doktor önerisine göre şampuan ve losyon şeklideki ilaçlardan faydalanılır.

Gebelikte bölgesel kaşınmanın en sık görülen nedeni genital mantar enfeksiyonudur. Vajina ve vulvada kaşıntı, kızarıklık, şişme ve peynir kesiği gibi akıntı bu enfeksiyonunun özgün belirtileridir.

Gebeliğin kendisinden kaynaklanan kaşıntılar

Çatlaklar:
Karın, göğüs ve bacaklardaki çatlaklar cildi gererek rahatsız edici kaşıntılara neden olabilirler. Gerginliği azaltmak için bademyağı, krem ve ileri durumlarda kaşıntı giderici ilaçlar doktor önerisine göre kullanılabilir.

Gebelik kaşıntısı:
Gebelik döneminde vücutta yaygın kaşıntının en önemli nedeni gebelik kaşıntısı adı verilen durumdur. Yaklaşık 700 anne adayından birinde genellikle gebeliğin son haftalarında görülen bu hastalıkta artan gebelik hormonların etkisiyle safra kanallarında akım yavaşlamakta ve böylece kanda kaşıntıya neden olan safra asitleri birikmektedir.

Gebelik kaşıntısında genellikle tek belirti kaşıntı olmasına karşın ileri durumlarda kaşıntıdan birkaç gün sonra safra kanallarındaki tıkanıklık kanda bilirubin artışına ve sarılık gelişmesine neden olabilir.

Tek başına gebelik kaşıntısı gebeliğin seyrini ve bebeğin durumunu olumsuz etkileyen bir durum olarak kabul edilmemekle birlikte beraberinde sarılık olması durumunda gebeliğin daha yakın takibi gereklidir.

Gebelik kaşıntısı preeklampsi seyrinde gelişebilen karaciğer tutulumundan ayırt edilmesi gerekli bir durum olmakla beraber bu ayrım tansiyonun normal olması ve idrarda protein çıkışı olmamasıyla kolaylıkla yapılabilir.

Gebelik kaşıntısının tedavisinde doktor önerisine göre bölgesel krem veya losyon şeklinde tedavi veya ağızdan tablet alınması şeklinde tedavi yapılabilir

Gebelik kaşıntısı genellikle doğumdan iki hafta sonra kaybolur, ancak genellikle her gebelikte tekrarlayıcılık arz eder ve hastalığı geçiren anne adayları doğum kontrol hapı kullandıklarında da aynı belirtiler ortaya çıkabilir.
Read more…

Doğum öncesi su gelmesi bebek zarının erken yırtılması amniyon kesesinin erken yırtılması

02:33 |
Doğum öncesi su gelmesi bebek zarının erken yırtılması amniyon kesesinin erken yırtılması.
Bebeğin normal fonksiyonları, büyüme ve gelişimi ve rahat hareket etmesini sağlamak için amniyon sıvısı gereklidir. Bu sıvı, amniyon ve koryon adı verilen zarlarla çevrilidir ve gebelikte oldukça önemli işlevleri olan dinamik bir sıvıdır.
Amniyon sıvısı; bebeğin dış travmalardan korunmasını, kolay hareket etmesini, solunum sisteminin gelişimini, sabit ısıda tutulmasını sağlar. Özellikle de amniyotik membranlar, vagina ve serviksten yukarıya geçebilecek mikroorganizmalardan bebeği korurlar.

Erken membran rüptürü (EMR); amniyon kesesinin doğum henüz başlamadan yırtılması ve suların gelmeye başlamasıdır. Amniyon kesesinin yırtılmasının ardından bebekle dış dünya arasındaki mikrop geçişini engelleyici filtre mekanizması artık ortadan kalkmış olur. 37. gebelik haftasından önce amniyotik membran yırtılmış ile prematüre EMR denir. Erken membran rüptürü, erken doğumun en önde gelen nedenlerindendir.


Tüm gebeliklerin yaklaşık %10'unda görülmektedir. Anne adayları aniden vaginadan boşalan bir sıvıdan bahsederler. Ancak bu sıvı boşalması her zaman çok belirgin olmayabilir ve aralıklı olarak az miktarda gelebilir.

Nedenleri çeşitlidir; en çok enfeksiyonlar sorumlu tutulmaktadır. Özellikle idrar yolu enfeksiyonları ve vaginal enfeksiyonlardan şüphelenilmektedir.

Enfeksiyonların dışında servikal yetmezlik (rahim ağzı yetmezliği), çoğul gebelik , polihidramniyos, annenin yetersiz beslendiği durumlarda, sigara kullanımında da EMR görülebilmektedir.

Tanı; şüphelenmekle başlar. Anne adayının su gelmesi ile ilgili şüphesi olduğunda, ultrason ve muayene uygulanır. Serviksi (rahim ağzı) görmek için yapılan spekulum muayenesinde amniyotik sıvının geldiği görülebilir. Şüpheli durumlarda, turnusol kağıdı ile gelen sıvının pH ölçümü yapılarak amniyon sıvısı mı, yoksa servikal mukus mu ayırt edilebilir. Yine yapılan ultrason ile bebeğin çevresini saran amniyon sıvısı miktarı araştırılır.

EMR tanısı konduktan sonra gebelik haftası, genel fizik muayene bulguları, kan analizleri ve bebeğin genel durumu değerlendirilerek tedavi planlanır. EMR'de en önemli komplikasyon erken doğumdur. Genellikle suların gelmesinden itibaren 24 saat içinde doğum olayı başlar.

Rahim içi enfeksiyon (koryoamniyonit), hem anne hem de fetusta ciddi problemler yaratabilen bir başka komplikasyondur. Kesenin açılmasından sonra geçen süre arttıkça enfeksiyon riski de artmaktadır. Yaklaşık olarak tüm EMR' li hastaların %9-15' inde koryoamniyonit gelişmektedir. Bu durum, yüksek ateş, bebek hareketlerinde azalma, karın duvarı üzerinde hassasiyet, kötü kokulu vajinal sıvı akışı, kan analizinde beyaz hücrelerde yükselme gibi bulgularla tanınır. Koryoamniyonit saptandığında, uygun doz ve spektrumda ciddi antibiyotik tedavisine başlanarak, gebelik en kısa sürede sonlandırılır.

EMR'de tedavi yöntemi; beklemek veya gebeliğin hemen sonlandırılması seçeneklerinden biridir. EMR' li gebeliğin izlem şekli, hastadan hastaya değişir. EMR'nin ortaya çıktığı gebelik haftası, EMR'nin ne kadar süredir var olduğu, bebeğin biyofizik durumu , annenin genel fizik muayene bulguları, özellikle enfeksiyon kriterlerinin var olup olmadığı araştırılarak yönteme karar verilir.

Eğer gebelik miyada yakın bir haftada ise ve bebeğin akciğer olgunluğu açısından risk düşünülmüyorsa doğum için fazla beklenmemesi daha uygun olur. Suni sancı (Oksitosin) verilerek doğum hızlandırılabilir. Sezaryen gerekiyorsa da antibiyotik baskısı altında gebelik sonlandırılır. Eğer bebek 28. gebelik haftasından büyük ve 34. gebelik haftaları arasında ise; koşullar anne bebek sağlığını riske atmıyorsa, antibiyotik tedavisi ile birlikte, bebeğin gelişimi için zaman kazanılmaya çalışılır. Bazen amniyon içerisindeki yırtık çok küçük olabilir ve gözlem-bekleme sırasında vücut kendini onararak kapanabilir.

Gebelik 26. haftadan küçük ise beklemek ya da gebeliği hemen sonlandırma kararı vermek oldukça güçtür. Çünkü bebeğin olgunlaşması için oldukça uzun bir süre gerekmektedir. Dolayısıyla enfeksiyon riski belirgin olarak artmıştır. Ayrıca uzun süren oligohidramniyos, bebeğin akciğer gelişimi üzerinde olumsuz etki gösterecektir. Bu nedenle bu gibi durumlarda aileyle birlikte karar verilerek gebeliğin sonlandırılması öncelikli olarak düşünülebilir
Read more…

Gebelikte stresin bebeğe olumsuz etkileri gebelikte sitres nasıl önlenir

22:46 |
Gebelikte stresin bebeğe olumsuz etkileri gebelikte sitres nasıl önlenir.
Hamilelik döneminin sakin ve güven içinde geçmesi, anne ile bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşıyor.

Yaşanan stres, acı ve üzüntülü olaylar ise hem bebek hem de annenin sağlığını olumsuz etkiliyor. Öyle ki yorucu iş temposu ve ruhsal yönden çöküntüye neden olabilecek üzücü olaylar, bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimini sekteye uğratabiliyor. Problemli bir gebelik de erken doğum riski taşıyabiliyor. Hatta doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalmasına bile neden olabiliyor.

Bilim adamları, stresli bir hamilelik dönemi geçiren anne adaylarının erkeklik hormonu testosteronu daha çok salgıladıklarını belirterek, bu hormonun da bebeğin sosyalleşme yeteneğini, konuşma kabiliyetini olumsuz etkilediğine dikkat çektiler.


Bunun sonuçlarının otizme kadar varabildiğinin de altını çizen bilim adamları, sosyal bir çocuk sahibi olabilmenin ilk yolunun sakin ve stressiz bir hamilelik döneminden geçtiğini kaydettiler.

Hamilelikte yaşanan stres, hamilelik sonrası depresyonu tetikleyebileceği gibi, annenin kendi öz bakımını ihmal etmesine, madde kullanımına yönelmesine sebep olabilir. Hamilelik döneminde stres yaşayan anne adayının, doğum sonrası çocukla iletişimde de sorun yaşaması muhtemeldir. Yapılan araştırmaya göre, hamilelik döneminde ve bebeğin ilk yıllarında annenin depresyon geçirmesi, çocuğun sosyal ve bilişsel gelişimine, olaylar karşısında başa çıkma ve problem çözme becerilerine olumsuz etki edebileceği söylenmektedir.

Hamilelik Döneminde Stres Belirtileri:

-Kişisel beklentileri yüksektir (Mükemmel bir anne olmalıyım, hata yapmamalıyım)

-Sık sık olumsuz düşünceler içinde boğulur (Çocuğum sağlıklı olmayacak, bir şeyler ters gidecek)

-Anksiyete ve depresyon belirtileri gösterir.

-İlişkilerinde sürekli çatışma içindedir.

-Karar verme ve problem çözme becerilerini kullanmakta zorluk çeker.

-Panik ve öfke nöbetleri geçirir.

-Sağlığına, yeme düzenine ve egzersizlerine yeterli önemi vermekte zorluk çeker veya yapamamaktan ötürü aşırı kaygılanır.

-Kendini değersiz ve yetersiz görür.

-Uyku düzeni bozulur.

-Hamilelikte Stresten Uzak Durmak için Yapılması Gerekenler:

-Hamilelikte kendinizi üzmeyin. Hiçbir şeyi kafanıza takmayın.

-Kendinizi kötü hissetmenize neden olacak kişi ve olaylardan uzak durun.

-Deprem, sel, kaza gibi felaket haberlerini ve bu tür görüntüleri izlemeyin.

-Yorucu ve stresli bir işiniz varsa izin alın.

-Doktorunuz hamileliğiniz esnasında size istirahat önerdiyse onu mutlaka dinleyin.

Rahatlama egzersizleri (nefes, hamile yogası, meditasyon) hamilelik döneminde işe yarar. Kalp atışları, kan basıncı, stres hormonu ve kas gerginliği azalır, zihin de tüm bu fiziksel değişimlerden olumlu etkilenir. Kaygı ve depresyon ile baş etmede, bedeni rahatlatmak, öncelikle zihni rahatlatmanın ve endişe ve kaygılardan uzaklaşmanın yoludur. Her gün veya gün aşırı, bu egzersizlerden faydalanmalıdır.

Hamilelik döneminde psikolojik destek alınması, duyguları ifade etmek, yapıcı ve alternatif düşünme yöntemleri geliştirmek, başa çıkma becerileri kazanmak açısından yardımcı olacaktır.
Read more…

Doğum sırasında annenin pozisyonu ve hareketleri nasıl olmalıdır

02:32 |
Doğum sırasında annenin pozisyonu ve hareketleri nasıl olmalıdır.
Doğumun farklı evrelerinde ne adayları bazı pozisyonları ve hareketleri diğerlerine göre daha rahat bulurlar. 1900’lerin başından beri doğum, tıbbi personel, intravenöz yol, epidural ve diğer tıbbi bakım çeşitleri nedeniyle evden hastaneye geçmiştir. Bu annenin hareket özgürlüğünün kısıtlanmasına neden olmuştur.

Anne pozisyon değiştirdikçe, bebeğin baş pozisyonu, uterus kasılmaları ve pelvis arasındaki ilişkiyi yer çekimi etkisiyle değiştirir. Travay sırasında hareket ve pozisyonlar pozisyon bozukluğu olan bebeğin veya dilatasyon ve inişin yavaş ilerlediği travayın düzeltilmesinde tavsiye edilebilir. Pek çok çalışmada yürümenin ve oturmanın travay hızını arttırdığı ileri sürülmüştür. Örnek pozisyonlar:1-Baş yukarı, 2-Çömelme, 3-Yan, 4-Sırtüstü, 5-Eller ve dizler üzerinde.

Son dönemlerde doğum topları travay sırasında rahatlatmak için kullanılmaktadır. Anne ağrıyı hafifletmek ve
doğumu hızlandırmak için oturabilir, sallanabilir, yaylanabilir ve şişirilebilir top üzerinde gerinebilir.

Sınırlamalar: Hiçbir çalışmada herhangi bir pozisyonun bebeğe veya anneye zararlı olduğu rapor edilmemiştir. Annenin kendisini rahat hissettiği pozisyonu alması teşvik edilmeli ve istediğinde baş yukarı pozisyonda devam etmelidir. Doğum topları, düşmeleri önlemek için deneyimli bakım personeli eşliğinde olmadan kullanılmamalıdır.
Read more…

Gebelikte sara hastalığı hamilelikte bebeği nasıl etkiler epilepsi krizi bebeğe zarar verir mi

22:45 |
Gebelikte sara hastalığı hamilelikte bebeği nasıl etkiler epilepsi krizi bebeğe zarar verir mi.
Epilepsi, sinir uçlarından anormal elektrik uyarımın boşalması ile oluşan bir dizi istemsiz kasılmalarla karakterize bir hastalıktır. Epilepsi nöbetlerini kontrol altında tutmak için bu hastalar sürekli ilaç kullanırlar. Epilepsili kadınlar, epilepsisi olmayanlara göre gebelik komplikasyonlarına daha fazla yakalanırlar. Bu komplikasyonlardan biri nöbetlerde artma olasılığıdır. Nöbetler düşmelere, ve hastanın incinmesine yol açabilirler. Gebe kalındığında, ilaçlara vücudun cevabı farklılaşmaktadır. Bu da , ilacın vücut için gerekenden daha fazla ya da daha az olmasına yol açabilir. Yani, ilaçların vücuda yaptığı zehir etkisinde artmaya veya , ilacın dozunun yetersizliği görülebilir. Epilepsili kadın gebe kaldığında, her epilepsili gebe kadının vücudunda reaksiyonların farklı olduğunu bilmeli, doktoru ile ilacın ayarlanması ve bebeğin izlenmesi konularını görüşmelidir.



Epileptik annenin bebeğinde risk var mıdır?

Epileptik kadınların % 90 dan fazlası, normal, sağlıklı bebek doğururlar. Fakat yine de bazı riskler vardır. Epilepsili annelerde bebeğin ölü doğması daha fazla görülür. İleri yaşlarda epilepsi gelişme riski hafifçe daha fazladır. Ayrıca, kanama, erken doğum, gelişme gerilikleri, kullanılan ilaçlara bağlı doğumsal anomali risklerinde de artış vardır. Ancak unutulmaması gereken, ilaç kullanılmadığında ortaya çıkabilecek nöbetler, bebek için fiziksel zedelenme, gelişme geriliği ve hatta ölüm riskleri daha fazladır.

Epilepsili anne kendini ve bebeği korumak için neler yapmalıdır?

Oluşan yeni durumları mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

En önemli nokta, epilepsi nöbetlerini önleyici ilaçların, doktorun önerdiği şekilde alınmaya devam edilmesidir. Eğer iki yıldan daha uzun süre nöbet geçirmediyseniz, belki doktorunuz ilaçları azaltarak kesmeyi deneyebilir.

Vitaminleri (özellikle folik asit) gebe kalmadan 2-3 ay önceden kullanmaya başlamanız önemlidir. Bu ilaç bazı doğum anomalilerini önleyebilir. İlacın gebe kalmadan önce başlanması önemlidir. Doktorunuza, kendiniz ve eşinizin ailesindeki beyin-omurilik-sırtta kese olması gibi aile öykülerinizi anlatmalısınız. Yeterli, sağlıklı beslenme, yeterli uyku, düzenli yorucu olmayan beden hareketleri yapmak, gebeliğin sağlıklı geçmesi için yapabileceğiniz diğer önemli noktalardır.

Epilepsi hastası gebelikte neler yapmalı?

Gebelik boyunca doktorlarınızı (doğum doktorunuzu , nöroloji doktorunuzu ve sağlık ocağı hekimini) daha sık ziyaret etmelisiniz. Doktorunuz, nöbet önleyici ilaçları yeterli dozda alıp almadığınızı sizi muayene ederek ve gerekli ise kan ilaç seviyelerini ölçerek anlayacaktır. Ayrıca, doğum doktorunuz gebelik boyunca bir dizi ultrason incelemesi isteyecektir. Ayrıca 16. gebelik haftasında kanınızda alfafetoprotein seviyelerini ölçerek çocukta oluşabilecek bazı anormallikleri tarayacaktır. Belki doktorunuz, yine bebek anormalliklerini taramak amacıyla amniyosentez denilen yöntemle bebeğin içinde bulunduğu su kesesinden örnek alarak incelemek isteyecektir.

Bu sayfa teşhis ve tedavi kılavuzu olarak hazırlanmamıştır. Bu bilgiler genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, herkes için uygun olmayabilir. Daha fazla bilgilenme için doktorunuzla konuşmalısınız
Read more…

Harikalar.NeT